15 Ekim 2010 Cuma

TRABZON VALİSİ KIZILCIK, ALMAN GENÇLERİ KABUL ETTİ

Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Alman Gençlere: “Dünyanın Barış ve Huzur İçersinde Olması Siz Gençlerin Elindedir” Dedi.


Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Trabzon Gençlik ve Spor Müdürlüğü'ne bağlı faaliyetlerini yürüten Trabzon Gençlik Merkezi ile Almanya'nın Dortmund kentinde faaliyet gösteren IBB Internationalesu- Begegnunnwerke. V Derneği'nin ortaklaşa gerçekleştirdikleri "Kültür Elçiliği" projesi kapsamında Trabzon'a gelen Alman gençleri kabul etti.



Alman gençlere partner olarak seçilen Trabzonlu gençlerle birlikte Trabzon Valiliği’ni ziyaret eden misafirleri Valilik B Toplantı Salonu’nda kabul eden Vali Kızılcık, “Dünyanın geleceği siz gençlersiniz. Dolayısıyla insanlığın barışına, huzuruna ve kardeşliğine sizlerin vereceği mesajlar ve kendi toplumunuza götüreceğiniz iyi duygular, düşünceler bizim açımızdan son derece önemlidir” dedi.


“Bizler globalleşen ve tabi ki modernleşen dünyada gençliğin ne kadar önemli bir değer olduğunu biliyoruz” diyen Vali Kızılcık, “Ulusal sınırların da belirli oranda anlamlarını yitirmesi sonucu insanlar, özellikle siz gençler dünyanın diğer ucundaki insanların acılarına ve sevinçlerine ortak olabiliyorsunuz. Dünyanın barış ve huzur içersinde olması siz gençlerin elindedir” ifadelerini kullandı.


İletişim ve ulaşım imkanlarının fazla olması ve son derece gelişmesinin günümüz gençlerinin geçmiştekilere göre daha şanslı olduğuna dikkat çeken Vali Kızılcık, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Belki iletişim ve ulaşım imkânlarının bu kadar fazla olmaması nedeniyle daha yaşlı nesiller sizler kadar çağdaşlarıyla, mevkidaşlarıyla birbirini yakından tanıma dertlerine, tasalarına ve sevinçlerine ortak olma imkânı bulamayabiliyorlardı. Bizzat görmeden iletişim kurmadan diğer toplulukları diğer bölgeleri çevirmiş olan metinlerden ya da yazılmış olan kitaplardan ki bunlar bazen belirli bir önyargı çerçevesinde dizayn edildikleri için çok yanlış duygulara ön yargılara kapılması mümkün olabiliyordu. Ulaşım ve teknoloji çağında bizlerin geçmiş nesillere göre ön yargılarla yazılmış kitaplar veya çevrilmiş filmlerle manipüle edilmesi eskisi kadar kolay değil. Üniversite öğrencileri arasındaki öğrenci değişim ve sportif kültüre anlamdaki öğrenci değişim program ve projeleri doğrultusunda artık dünya gençleri birbirlerini daha iyi tanıyabiliyor.”


Trabzon'un 4 bin yıllık tarihi bir geçmişe sahip kültür, sanat ve spor şehri olduğunu dile getiren Vali Kızılcık, misafir gençlerin Trabzon’u, Trabzon insanını tanıyıp, çok güzel duygularla Trabzon’dan ayrılacağına inandığını kaydetti.

 

12–16 Ekim tarihleri arasında Trabzon'da kalacak olan gençler, Sümela Manastırı, Ayasofya Müzesi, Atatürk Köşkü, Arsin’de köy gezisi yapacaklar.


Gençler ayrıca halk oyunları, tiyatro, halı saha maçı, fidan dikimi, radyo programları gibi çeşitli faaliyetlerde bulunacak. (V.B.)

“Siyasetin Serumu; Başörtüsü”

Cevdet TELLİOĞLU'nun Makalesi


Kamera...
Tepesindeki kırmızı gözünü kırpmaya başlayıp, kırmızı kırımızı bakmaya
başlayınca,
okjektifin karşısında bulunan siyasetçilerin kimyası değişiyor.
Söylemek istemediklerini söyleyenler mi istersiniz...
Söylemek istediklerini söyleyemeyenler mi!...?
Maalesef beyinlerin örtülmesine sebep olan bu sihirli cama ulaştırma
aracının,
henüz kalpleri örtecek bir sihri bulunamadı.
O sebeple on yıllardır siyasetin serumu olan başörtüsü, hala herkes
için; Renklerine, desenlerine, şekline, duruşuna yapışılması
ve oradan can alınması gereken serum konumunu, devam ettirmekte.


Dine saldırının ve saldırmak isteyenin beyinlerinin ekran karşısında
örtüldüğü artık yadsınılamaz bir realite.
Toplumun gelişmesi, vizyonunun dünya konjonktürüne uygun hale
gelmesinden dolayı ,
onlar karşısında, onların istediklerine en azından yakın konuşmaya
çalışmak, yani istemediklerini söylemek zorunda kalmak,
takiye yapmak, sıkıntı oluştursa da artık yapılıyor.


Ancak, saldıranın kimyasını değiştiren sözlerin, yüze yansıması ve
kimyasında oluşturduğu değişikliğin,
meydana getirdiği kalp ritminin düzeni ya da düzensizliği, zanlıyı
,siyaset serumu olarak başörtüsünü kullandığı konusunda,
ele verecek cinsten olmaya, devam ediyor.


Bir başka zihniyet olan;"Çözülürse arkasına saklanacak, oylarımı
arttıracak bir yeni siyaset serumu bulup ayakta durmayı beceremem,
bu yüzden kargaşa ortamı benim oy depom olarak devam etmek zorundadır"
anlayışındakilerin örtülü sözleri,
beyaz camdan tebessümlere yansımaya devam ediyor.


Ya da "dini gereğidir" diyemeyen bir siyasetçinin, söylemek
istediklerini söyleyemeyerek,
demokrasi kavramının ardına yapışırken, kalbinin nasıl
"inançlarım" dediğini duymak için stetoskop kullanmak gerekmiyor.


Millet görüyor...


Anlamazlar... gibi ahmakça bir düşüncenin ardına sığınma adına kafasını
hala kumda tutmaya devam edenler,
başörtüsü ile kendi duruşuna can vermeye çalıştığı siyaset serumunun artık
her iki taraf da, damara kadar çoktan indiğini, görmek istemiyorlar.


Millet anlıyor...


Ve millet, demokrasi adına, insan hakları adına, özgürlükler
adına, inançlar adına,
yıllardır verdiği mücadelenin sonucuna nihayet gelindiğinin farkında.


İster her karam için ayrı mücadele edenler tarafında olsun,
ister bütün bu kavramları "olmazsa olmaz" kabul edenler tarafında olsun,
bu millet, bu değerlere topyekün sahip çıkıyor.


Artık başörtüsünün siyaset serumu olarak kullanılmasının dönemi kapanıyor.
Bireysel özgürlüklerin, bireysel kazancın, bireysel refahın toplumu
bütünleştireceği,"
toplumsal kazanca" dönüştüreceği yolun başına geldik.


Hem de buraya bu kavramları onaylayan, kendini yelpazenin neresinde
görürse görsün, anlayışı/düşünesi ne olursa olsun, bu noktaya,
bu kavramlardan yana olan herkes ile birlikte geldik.


Bunu, karşı duruş şekli ve söylemek istemediklerini kameralara
söyleyerek destek olanlar da,
azımsanmayacak ölçüde önemli,,,


Bu milletin geri dönmeye de hiç mi hiç niyeti yok.


Artık başı açık olanla, başı örtülü olanın aynı ortamda,
birlikte ve kardeşçe okuyabileceği, çalışabileceği, üretebileceği ve
kimsenin kimseye müdahale edemeyeceği günler, büyük aile
olabileceğimiz günler gelmiştir.


Yeni serumlara...

Cevdet TELLİOĞLU
cevdettellioglu@timeturk.com

(www.timeturk.com 11.10.2010 )

KTÜ'de ÖZGÜRLÜĞE İLK ADIM

KTÜ Rektörlüğü de YÖK’ün kararlarına uyarak, başörtüsünü serbest bıraktı.

Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde (KTÜ), öğrencilerin kampüse başörtülü girişine izin verildiği bildirildi.

KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde başörtüsü konusunda değişik görüşler ortaya konulduğunu ifade ederek, ''KTÜ olarak biz, öğrencilerimizin başörtüsüyle kampüse girişine izin vermeye başladık'' dedi.

İsteyen öğrencilerin kampüs alanı ve kantinlerde başörtülü olarak rahatlıkla hareket edebileceğini belirten Özen,

''Ancak bu öğrencilerimizin derslere başörtüsüyle girişine izin vermiyoruz.
Üniversitelerde başörtüsü ile ilgili durum netleşene kadar da bu uygulama devam edecek'' diye konuştu.

Prof. Dr. İbrahim Özen, bu konuda şu ana kadar hiçbir öğrenci ile sorun yaşamadıklarını da kaydetti.

KTÜ Rektörlüğünün bu kararı “Özgür Üniversite-Özgür Üniversiteli” özlemine giden yolda ilk adım olarak değerlendirildi ve öğrenciler, öğretim üyeleri ve halk tarafından büyük memnuniyetle karşılandı.


(Kaynak: www.haber61.net - 12 Ekim 2010)

“HACCA GİTMEDEN ÖNCE HACI OLMAYI BAŞARMAK”

“Kutsal yolculuğun başladığı şu günlerde bu güzel alıntı yazıyı siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum.” (Fikret UÇAR)



İnsan önce yüreğindeki Kâbe’yi bulmalı, ondan sonra düşmeli hac yoluna.


Gideceği yolu bilmeyenler, kıblesine henüz karar vermeyenlerin gidebileceği bir yer yoktur.


Başını taştan taşa vurarak, akan sular yatağı doğru değilse gedeceği yer de bir bilinmezdir.


Yanlış yol, kırılmış ve yıkılmış kalpler bırakır hüzünlü mazide. Nerede, nasıl hangi mevkide olursa olsun insan önce gideceği yönü bulup pusulasını ona yöneltmeli. Sonra revan olmalı yollara.


Doğru yönü bulmak kadar doğru yolda ilerlemek, yürümek için çaba göstermek gerekir. Yürümek için içinde bir aşk yangını her gün yanmalı. Yürekte yangın yoksa yol çekilmez olur. En küçük engeller insanı yolundan döndürebilir. Küçük bir çakıl taşı, yoldaki bir tümsek, açılmış bir çukur ya da yanlış bir işaret yada işaretçi yoldan çıkarabilir insanı.


Kıblesini bulup yoluna revan olan varmak istediği yere geldiğinde çektiği zahmet kadar kıymet arz eder vardığı yer. Kolaylıkla elde edilenin kıymeti yoktur. Yollarda çekilen ıstırabı, vuslatta rahmete dönüştürmekte önemlidir.


Varılmak istenen Kâbe’ye varıldığında sevgiliye kavuşulmanın verdiği heyecanla “buyur” denilmeli. Yüreğinin seni çağırdığı yerde olmanın mutluluğuna gözyaşı ırmağı karışmalı.


Dönmeli bir Mevlevi semazen gibi ellerini açıp yüreğindeki Kâbe’nin etrafında. Kendinden kaçıp kendini bulmalı. Kendinden uzaklaşıp, kendine yaklaşmalı.


Açılmalı içindeki demir perdelerle kapalı gönül kapısı. Herkesi, her şeyi kucaklayacak kadar genişlemeli. Yıkmalı içindeki putları kendinden öncekiler gibi. Eğmeli başını gökten toprağa eğilen güneş gibi. Toprakta bir gölge olmalı, gölgede hiç.


Gidip gelmeli içindeki vicdan vadisinde, zemzem ırmağını bulmak için. Pişmanlık duvarlarını yıkıp içindeki günah vadisine bir beyaz ihramla yol almalı. İçindeki gecenin siyah örtüsünün arkasından ağarırken gün ellerini açıp vakfede durmalı. Kalabalık bir mahkemenin önünde sanık sandalyesinde yalnız yargılamalı kendisini. Bütün günahlara karşı durur gibi dik ama bir o kadar da mütevazı bir el açmalı sevgilisine.


İbrahim gibi bütün putları kırıp kendi boynuna asmalı gerektiğinde baltayı. Sonra en büyük nefis putunu devirmeli.


Ateşi, ateşe atıp, ateşi yakmalı ateşle. Yandığında pişmeli, piştiğinde yanmalı. Alevlerden geriye kalan korlar güllün kırmızılığına dönüşmeli.


Yürekte bir tomurcuk yetim ve öksüz açmalı. Kendinden hicret edip gönül dünyasında bir muhacir olmalı. Bulmalı araya araya kaybolmuş merhameti, aşkı, şefkati, sabrı, çileyi, emeği, umudu…


Tam arındım demeden, günahları geride bırakıp, gitmeye hazırlanmadan önce içindeki şeytanı taşlamalı. Başkalarının şeytanlarına söz söylemeden önce en büyük taşı içindeki şeytana atmalı. Sonra sıyrılmalı bütün benliğini kuşatmış günah esaretinden. İhramını çıkartarak, ana rahmine yeni düşmüş bebek gibi masum kalmalı ömrünün her deminde.


Bir muhacir hüznü ile geldiği bu aşk mabedinden münevver bir şehrin yoluna revan olmalı. Bir aşk nurunun bahçesinde mecnun olmalı. Dünyada bir muhacirken, yüzünü sürdüğü topraklar, eğildiği secde, kırdığı putlar, yaktığı benlik onu ensarlığa terfi ettirmeli.


Gittiği yer yöne, vardığı her yere, karşılıksız, çıkarsız güller götürmeli. Kendi bahçesinde yetiştirdiği gülleri karamsarlık girdabındaki yüreklere sunmalı. Dünyada gül açmayan bahçe kalmayıncaya kadar yürümeli. Bir karınca misali varamasa da her gönle, tutamasa da her uzatılan eli, gidemese de çağrılan her yere, ölmeli yolunda.


Arayan bulur Kâbe’sini, bulan koşar sevdiğine, arınır toprağın yağmurla arındığı gibi günahlarından, kendinden. Bir muhacir gibi yaşadığı dünyada bir ensar yüreği ile çalar her sabah bütün kapalı kapıları. Nice kervanlar çölün sıcağına, susuzluğuna, zahmetine rağmen tutmuşlar gül şehrinin ve gül neslinin yolunu.


Geride kalanlar, birkaç gün daha müsaade bekleyenler, işlerini bitirip, evlatlarını yetiştirme telaşına düşenler, tali yolarda tökezleyenler, benlikleri ayaklarına takılanlar, bir “keşke günü”ne kadar özgürlüklerinin köleliğini sürecekler. Allah-u Teâlâ bu hassasiyetlerle Hac’ca gitmeyi cümlemize nasip eylesin. Allah’a emanet olun.


Fikret UÇAR
fikrethoca61@hotmail.com

13 Ekim 2010 Çarşamba

TARİHİ ve MEGA KENT İSTANBUL'DAN TARİHİ KENT TRABZON'A ZİYARET

Artvinli Hemşehrimiz, İstanbul Belediye Başkanı TOPBAŞ, Trabzon Valisi Dr. Recep KIZILCIK’ı Ziyaret etti.



Artvinli Hemşehrimiz, İstanbul Belediye Başkanı Kadir TOPBAŞ beraberinde Rize eski Milletvekili Abdulkadir KART, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz BABUŞÇU ve AK Parti Trabzon İl Başkanı Adnan GÜNNAR ile birlikte Trabzon Valisi Dr. Recep KIZILCIK’ı makamında ziyaret etti.



Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Trabzon valisi Dr. Recep KIZILCIK,


“Hemşerimiz olan İstanbul Belediye Başkanı Sayın Kadir TOPBAŞ’ın Valiliğimizi ziyaretlerinden memnun oldum.


Her zaman bölgemize ve özellikle de Trabzon’umuza ihtiyacı olduğu her dönem yardım yapmaktadırlar, kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.



Üç günlük bir bölge gezisi kapsamında Trabzon’da olduklarını ifade eden Başkan Topbaş ise bir yerel yönetici gözüyle Trabzon’da yerel yönetimlerin, Trabzon Valiliği, Belediye ve İl Özel İdaresi’nin güzel çalışmalara imza attıklarını gördüğünü ve bu çalışmaların umut verici olduğunu söyledi. Başkan TOPBAŞ, bugüne kadar yapmış oldukları destekleri sürdürmeye devam edeceklerini ve her zaman Trabzonlu hemşerilerinin yanında olacağını ifade etti.



Konuşmaların ardından Başkan TOPBAŞ’a ziyaretin anısına Trabzon’a özgü gümüş işlemeli fincan takımı hediye eden Vali KIZILCIK’a Başkan TOPBAŞ da “Kültür Başkenti İstanbul” kitabı ve “lale” figürlerinden oluşan plaket takdim etti. (V.B.)

12 Ekim 2010 Salı

Akçaabat Sebatspor Yönetimi Vali Kızılcık’ı Ziyaret Etti

Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Akçaabat Sebatspor Kulübü Başkanı Zeki Öztürk ve yönetim kurulu üyelerini makamında kabul etti.

 Yeni oluşan Akçaabat Sebatspor yönetimine başarılar dileyen Vali Kızılcık, “Güçlü bir ekiple iş başındasınız. Başarılı bir sezon geçireceğinize inanıyorum” dedi.



“Akçaabat Sebatspor gibi güzide ve köklü bir kulübün sorumluluğunu üstlendiğiniz içinde sizlere teşekkür ediyorum” diyen Vali Kızılcık, “Bu dönemde gerçekten bu tür kulüpler yönetiminde yer almanın bir cesaret işi olduğunu çok iyi biliyoruz. Çünkü seyircimiz, yöre insanımız yapısı gereği başarıyı çok kısa vadede bekliyor. Bunda belki de haksız da değiller. Şüphesiz önce bir altyapıyı oluşturmanız sonrada takımın başarılı olmasını beklememiz lazım. Vatandaşımız da hep başarılara alışık olduğu için bunu kısa vadede görmek istiyor” şeklinde konuştu.


Başkan Öztürk ise Akçaabat Sebatspor’a daha büyük başarılar yaşatmak üzere göreve geldiklerini ifade ederek, yönetim olarak Akçaabat Sebatspor’un tarihine ve köklü geçmişine yakışır başarılara imza atmak için ellerinden geleni yapmaya çalışacaklarını söyledi.


Konuşmaların ardından Başkan Öztürk, Vali Kızılcık’a “61 sırt numaralı Recep Kızılcık yazılı forma” hediye etti. (V.B.)

10 Ekim 2010 Pazar

A. Bünyamin YAVRUOĞLU ile Kübra SAMAN Evlendi

MUTLULUKLAR SİZİN OLSUN



Bünyamin YAVRUOĞLU ile Kübra Hanımın Nikâh Töreni, 10.10.2010 Pazar Günü Akçaabat Kültür Park Tesisleri'nde Yapıldı...


Bünyamin YAVRUOĞLU ile Kübra SAMAN'ın Nikâh Töreni 10.10.2010 Pazar Günü saat 16.00’da Akçaabat Kültür Park Tesisleri'nde Yapıldı...

Nikâh Törenine katılım yüksek oldu. Çiftin nikâhı Akçaabat Belediye Başkanı Şefik Türkmen tarafından kıyıldı. Çiftin nikâh şahitliklerini ise Dörtyol Belediye Başkanı Cevat Birinci, Mustafa Erge ve Karikatürist Yazar Harun Yavruoğlu Yaptı. Dörtyol Belediye Başkanı Cevat Birinci kısa bir konuşma yaptı. Çiftin nikâhını kıyan Belediye Başkanı Şefik Türkmen Evlilik Cüzdanını çifte vermek üzere Karikatürist Harun Yavruoğlu'na verdi. Harun Yavruoğlu da kısa bir konuşmadan sonra Evlilik Cüzdanını Kübra Hanım’a takdim etti.


Güzel bir ortamda geçen nikâh törenine; Prof. Dr. Mehmet Yıldız, Prof. Dr. Kadriye Yıldız, MEMUR-SEN Bölge Başkanı Mehmet Kazancı, Doç. Dr. Mustafa Pehlivan, Işıklar Belediye Başkanı Alişan Bayram, İller Bankası Eski Bölge Müdürü Ziya Onur Baki, Sosyal Hizmetler İl Müdür Yardımcısı Ramazan Latifoğlu, Trabzon Fatih Çocuk Yuvası Müdürü İsmail Hakkı Aydın, Işıklar Eski Belediye Başkanı Süleyman Birinci, Trabzon Barosu Avukatlarından Av. Zeki Bezirganoğlu, Av. Osman Cora ve Av. Salih Cora ve daha birçok tanınmış kişi katılırken Trabzon Milletvekili (MHP) Süleyman Latif Yunusoğlu, Trabzon Sanayi ve Ticaret Odası (TTSO), Ak Parti Trabzon Merkez İlçe Başkanı Yılmaz Büyükaydın, Yurt-Kur Bölge Müdürü Minür Özkurt, Polat İnşaat Adına Recep Polat, Makine Mühendisleri Odası Trabzon ve Tunceli Şube Başkanlığı, Harita Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanlığı, Trabzon Belediye Başkan Yardımcısı Osman Gökhan Bali, Trabzon Belediye Meclis Üyesi (CHP) Kemal Kılıç, Aksular Otel adına Yaşar Temel Aksu, İşadamı Tayfun Sezeroğlu, İş adamı Ömer ve Osman Tosun, Işıklar Belediye Başkanı Alişan Bayram, Akçaabat belediye başkanı Şefik Türkmen, Avukat Necati Özlü ve Eşi, Arslan Yavruoğlu ve Hüseyin Yavruoğlu'nun çiçek ve çelenk göndermesi dikkati çekti.


Nikâh Törenine mazeretleri nedeniyle katılamayan ve Nikâh Salonuna ulaşan, Trabzon Milletvekillerinden Y. Mimar Safiye Seymenoğlu, Süleyman latif Yunusoğlu ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal işler Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Minür Büyüksalih, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Yapı işleri Genel Müdürü Ali Rıza Korkmaz, K.T.Ü. Rektörü İbrahim Özen, Ak Parti İl Başkanı Dr. Adnan Günnar, Trabzon Vakıflar Bölge Müdürü Mazhar Yıldırımhan ve Trabzon Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Miktat Eyüpoğlu tarafından gönderilen telgraflar okundu. Takı töreni ve tebriklerden sonra gençler kısa bir süre mahalli oyun havaları ile coştu.

Genç Çifti Tebrik Eder, Ömür Boyu Mutluluklar Dileriz…

HABER - FOTO: Mehmet Birinci; Hasan Akyüz