11 Ocak 2011 Salı

DİZİYE TEPKİ ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR



ÖZEL bir televizyon kanalında yayınlanan ve Cihan padişahı Kanuni Sultan Süleymanı aşağıladığına inanılan MUHTEŞEM YÜZYIL isimli diziye tepkiler yağmaya devam ediyor. TÜMSİAD ve Trabzon Belediyesi Gençlik Meclisi ile Trabzonspor taraftarları dün diziyi protesto etti.



Özel bir televizyon kanalında geçtiğimiz hafta yayınlanmaya başlayan MUHTEŞEM YÜZYIL isimli dizide Kanuni Sultan Süleyman’ın yansıtılış şeklinde tepkiler yağmaya devam ediyor.


TÜMSİAD Trabzon Şubesi Medya İletişim Komisyon Başkanı Yaşar Bankoğlu, yaptığı açıklamada,

"Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel ve küresel bir güç olarak ortaya çıktığı bir dönemde, gerek içeride gerekse dışarıda ecdadımızın tarihine karşı büyük bir merak uyandığı memnuniyetle görülmektedir. Tarihimize karşı artarak devam eden bu ilgi, Türkiye’nin kendi tarihini yeniden ve doğru bir şekilde okuması ve gelecek hakkında vizyon oluşturabilmesi bakımından önemlidir. Aksi takdirde Osmanlı Tarihi’ne karşı gösterilen alakayı, maddi çıkar ve reyting uğruna "harem hayatı" gibi, dikkat çekici, fakat aslında tarihte belirleyici bir rolü olmayan mahrem konuları ön plana çıkarıp izleyiciye gereksiz ve abartılı bilgiler vererek kamuoyunu yanlış yönlendirmeye kimsenin hakkı yoktur" dedi.


Bankoğlu,

"Osmanlı’nın "MUHTEŞEM YÜZYILI" dizide ön plana çıkarılan harem hayatının bir ürünü veya sonucu olmayıp, üç kıtaya hükmetmesini sağlayan askeri, siyasi ve ekonomik üstünlüğünün neticesidir. Söz konusu dizinin senaristleri, yukarıda belirtilen çerçevede meseleye yaklaştıkları takdirde, daha makul ve mantıklı hareket etmiş olacaklardır kanaatindeyiz.”


HAS Parti Trabzon Gençlik Kolları Başkanı Hasan Öztorun da, bu tür dizilerin, ülkenin milli manevi değerlere, aile yapısına, açıkça savaş açan görsel öğelerle süslendiğini üzüntüyle karşıladıklarını söyledi. Öztorun,

"HAS Parti olarak, özgürlüklerin sınırsız savunucuyuz. Ancak, milli ve manevi değerlerimizin ayaklar altına alınmasını bir özgürlük olarak görmüyoruz. Adı geçen dizi tarihi gerçeklikten yoksun sahnelerle doludur. Tarihi gerçekliliği olmayan bu sahnelerle Osmanlının en görkemli hükümdarlarından biri olan aynı zamanda İslam ümmetinin halifesi Kanuni Sultan Süleyman’ın küçük düşürülmesini nefretle kınıyoruz. Bu konuyla ilgi olarak RTÜK ve ilgili Anayasal Kurumlarımızı göreve çağırıyoruz" dedi.



GENÇLİK MECLİSİ DE TEPKİLİ


Atatürk Alanı'nda toplanan ve çoğunluğunu Trabzon Belediyesi Gençlik Meclisi üyeleri ile Trabzonspor taraftar gruplarının oluşturduğu 100 kişilik grup, ellerindeki döviz ve pankartlar ile slogan atarak söz konusu diziyi protesto etti.



Grup adına basın açıklamasını okuyan Trabzon Belediyesi Gençlik Meclisi Üyesi Salih Battalbaş, kurmaca metinlerle bir milletin ecdadı üzerinden reyting davası güdüldüğünü sürdü. Battalbaş,

''Sözlük anlamı eskiden saraylarda ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm olan harem, günümüzde hayâsızca batı oryantalizminin gölgesi altında, senaristlerin kirli fantezileriyle orta çağ Avrupa'sının benzeri olarak yansıtılmak isteniyor'' dedi.


Haremin padişaha sunulmak için barındırılan kadınlardan oluşan bir yer olmadığını ifade eden Battalbaş, şöyle devam etti:

''Şanlı tarihimizin her sayfası bir destan yazdıracak nitelikteyken neden harem? Yoksa çalıntı senaryolarınıza yeni kılıflar mı arıyorsunuz? Bu pişkinliğe, bu ahlaksızlığa, bu toplumsal hafızanın yok sayılmasına artık dur diyoruz. Bunu yayınlayan Show TV'yi şiddetle lanetliyoruz. Bu zamana kadar görevini aksatan RTÜK'ün tarihimize açıkça hakaret eden, iftira atan bu dizi karşısında şu ana kadar içinde bulunduğu derin sessizlik halinden bir an evvel sıyrılmasını istiyoruz.''


Diziye yönelik çeşitli sloganlar atan grup, daha sonra olaysız bir şekilde dağıldı.



www.gunebakis.com.tr - 09.01.2011

FOTOĞRAFLAR: Muhammet YAVRUOĞLU
Not: Fotoğraflar; "2010 Kanuni'yi Anma Etkinlikleri"ne Aittir.

10 Ocak 2011 Pazartesi

Vali Kızılcık, Resim Sergisi Açılışına Katıldı


Özel Trabzon Ata Eğitim Kurumları’nın düzenlediği “Yeni Yıla Merhaba'' görsel sanatlar sergisi Trabzon Forum Alışveriş Merkezi’nde açıldı.



Öğrenciler tarafından hazırlanan 154 resmin sergilendiği programa Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, eşi Sema Kızılcık ve öğrenci velileri katıldı. Serginin açılışı Vali Kızılcık ve öğrenci velileri yaptı. Resim sergisini gezen Vali Kızılcık’a resim öğretmeni Veysel Acar bilgi verdi.



Vali Kızılcık, çocukların sanatla ilgilenmelerinin önemli olduğunu dile getirerek, “Geleceğimizin teminatı gençlerimizin yaptığı bu sanatsal çalışma beni ziyadesiyle mutlu etmiştir” dedi.



Vali Kızılcık ve eşi Sema Kızılcık daha sonra sergide bulunan kızı Alara’nın resimlerini de bir veli olarak, incelediler. (V.B.)

VALİ KIZILCIK, AB HİBE PROGRAMI’NI TANITTI


“İlköğretim Yetmez, Eğitim Bitmez” Projesinin AB Hibe Programının Tanıtım Toplantısı Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık tarafından Maçka Esiroğlu 75. Yıl İMKB Yatılı İlköğretim Okulu’nda Gerçekleştirildi.



Eğitim Her Zaman Önceliğimiz


‘İlköğretim Yetmez Eğitim Bitmez’ Projesi ile özellikle kız çocuklarının okullaşmasının arttırılması AB hibe programının tanıtım toplantısı Maçka Esiroğlu 75. Yıl İMKB Yatılı İlköğretim Okulu’nda gerçekleştirildi. Toplantıya Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Maçka Kaymakamı Ümit Çavuldak, Maçka Belediye Başkanı Ertuğrul Genç, Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürü Hikmet Çolak, İl Milli Eğitim Müdürü Yavuz Selim Sandıkçı, kamu kurum ve kuruluşları temsilcileri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.


Vali Kızılcık, 2010-2011 eğitim ve öğretim yılındaki ilk 10 hedefindeki kararlılıklarının devam ettiğini ve bu konuda öğrenci velilerinden destek beklediklerini dile getirdi.



Eğitim Beşikten Mezara Devam Eder


Vali Kızılcık Trabzon’un eğitimde istenilen seviyeye ulaşması için modern olanakları kullandıklarını dile getirerek, “Trabzon Vilayeti olarak, çocuklarımızın daha iyi gelişmeleri uluslar arası bazda da daha rekabetçi bir yapıya kavuşmaları için eğitimi birinci önceliğimiz haline getirdik. Velilerimiz ve okul idarelerimizin iş birliğinde Trabzon’umuzda eğitim ve öğretim seviyesinin daha yukarıya çekilmesi için modern olanakları kullanıyoruz.


Eğitim beşikten mezara kadar devam eder. Özellikle kız çocuklarımızın okul öncesinden başlayarak yükseköğretimi tamamlama safhasına kadar hiç ara vermemelerini amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.


6 Proje ile 750 Bin Avro


Vali Kızılcık, eğitim anlamında AB’ye 6 proje sunularak kabul edildiğini ve bu projelerin 750 bin avro değerinde olduğunu ifade ederek, “6 Proje hazırlanarak AB’ye sunulmuştur. 750 bin avro değerindeki bu 6 projenin üçünün okul öncesi diğer projelerin ise okula katılım ve okullardaki akademik başarı oranın arttırılmasını hedeflemektedir. Okul öncesi eğitim Trabzon ve ülkemiz için önemlidir. Trabzon’umuzda okul öncesi eğitimde önemli başarılar elde edilmiştir. 4-5 yaş sırasında ülkemizde ilk sıralar arasında alıyoruz” biçiminde konuştu.


Projeyle Bilinçli Bireyler Oluşacak


Proje ile daha bilinçli bireylerin oluşmasının sağlanacağını ifade eden Vali Kızılcık, “Çocuklarımızın başarılarının sadece Trabzon’da değil, ülke çapında başarılı olmaları gerekmektedir. Çocuklarımıza verdiğimiz önem ile toplumdaki kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, kız çocuklarımızın birer bilinçli anne adayı olması, bilinçli iş kadınları olabilmeleri alt yapısını burada sağlamış olacağız. Şu anda hayırseverlerimizin katkısı ile Trabzon’umuzda 6 yurdun inşaatını başlatmış bulunuyoruz. Bunların tamamlanması ile geleceğimizin teminatlarının daha iyi koşullarda yaşamlarını sağlanmaları hedefliyoruz” dedi.

Konuşmaların ardından gerçekleşen kokteylde Vali Kızılcık öğrenciler ile sohbet ederek, fotoğraf çektirdi. (V.B.)

Denetim Kurulu’ndan Vali Kızılcık’ı Ziyaret


Trabzon İl Genel Meclisi Denetim Kurulu Vali Kızılcık’ı Makamında Ziyaret Etti.


Trabzon İl Genel Meclisi Denetim Komisyonu üyeliğine yeni seçilen Osman Kara, Yüksel Coşkun, Şenol Bahadır, İbrahim Öztürk ve Emin Zurnacı Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık’ı makamında ziyaret ettiler.


Özel İdarenin yaptığı çalışmaların denetlenmesinin önemine işaret eden Vali Kızılcık, bu anlamda onurlu bir görev icra edecek olan denetim kurulu üyelerini tebrik ederek, başarılar diledi.


Vali Kızılcık, Özel İdarenin kurumsallaşması açısından önemli adımlar atıldığını ve daha verimli bir özel idareye kavuşmayı amaçladıklarını dile getirerek;


“İl Özel İdaresinin son yapılan değişikliklerle çok daha etkili bir birimler olması sağlanmaya çalışıldı. Bu anlamda Denetim Kurulu seçilerek, Özel İdarenin yaptığı çalışmalarının denetlenmesi de son derece önemli bir yeniliktir. Sizlerde bu onurlu görevi ircaa etmek için seçildiniz. Sizleri bu anlamda tebrik ediyoruz.


Zaten hedefimiz şeffaf ve etkin katılımcı bir yönetim anlayış çerçevesinde İl Özel İdaresi’nin sorumlu olduğu alanlarda vatandaşımıza hizmet etmektir. Bunu da karar olarak İl Genel Meclisi’nin icra organı olarak bizler sağlamaya çalışıyoruz. Alınan ve yapılan harcamaların şeffaflık gereğince denetlenmesi fevkalade önemlidir. Bu anlayışla Özel İdaremizde kurumsallaşma açısından önemli adımları atmış olacak. Zira bir kuruluşun başarısı onun kurumsallaşmasına bağlıdır.


Kurallara bağlı ilkeli yönetimi oluşturduğumuzda o kurumda başarı kaçınılmazdır. Bizde Özel İdaremizde bunu sağlama anlamında önemli adımları atmış bulunuyoruz. Umut ediyorum ki daha verimli bir Özel İdareye kavuşmuş oluruz” şeklinde konuştu. (V.B.)

Başkan REVi, Gazeteciler Gününü Kutladı


Trabzon İl Genel Meclisi Başkanı Haydar REVİ; ‘Gazeteciler Günü’ nedeniyle bir basın açıklaması yaparak, çalışan gazetecilerin ‘Gazeteciler Günü’nü kutladı.


Başkan REVİ:


“Basın Emekçilerine…


Gazetecilik, özellikle fedakârlık isteyen zor şartlarda yapılan önemli bir meslektir. Kamuoyunu aydınlatmak için günün her saatinde haber peşinde koşan gazetecilerimiz zor şartlarda ve sorumluluk duygusu içinde toplumumuzu bir taraftan gelişen olaylar karşısında aydınlatırken bir taraftan da halkımızın talep ve beklentilerini yansıtarak, önemli bir kamu görevini yerine getirmektedirler.


Gazetecilere ekonomik ve sosyal imkânlar sağlayan, 10 Ocak 1961 tarihinde yürürlüğe giren 212 Sayılı Yasa’nın kabulü nedeniyle ilan edilen Çalışan Gazeteciler Gününde; Doğru haber, ilkeli gazetecilik anlayışı içinde halkın sesi olmayı ilke edinen tüm Basın mensubu çalışanlarının günlerini kutluyor, Sevgi ve Selamlarımı sunuyorum”
dedi.


HABER: Erdoğan TAFLAN

8 Ocak 2011 Cumartesi

MUHTEŞEM KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN VAKFI’NDAN ‘MUHTEŞEM YÜZYIL’ DİZİSİNE TEPKİ


“MUHTEŞEM YÜZYIL” dizisine Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman Vakfı’ndan tepki geldi.


Son günlerde bir televizyon kanalında yayına giren ve ilk bölümü yayınlanan Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatını konu alan “MUHTEŞEM YÜZYIL” adlı televizyon dizisine bir tepki de Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman Vakfı’ndan geldi.


Vakıf'tan yapılan 07.01.2011 tarihli yazılı basın açıklaması aşağıda verilmiştir.




07.01.2011 Tarihli BASIN BİLDİRİSİ
Son günlerde bir televizyon kanalında yayıma giren ilk bölümü yayımlanan, Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatını anlatan “Muhteşem Yüzyıl” adlı Televizyon dizisi hakkında basında çeşitli yorumlar yapılmıştır.


Hemen şunu peşinen belirtmemiz gerekir ki Kanuni Dünya liderleri arasında en çok gündeme getirilen ve hakkında pek çok eser yazılan liderlerden biridir. Bu onun Muhteşemliğinin bir sonucudur.


Dizininin ilk bölümünden anlaşıldığı gibi dizide Kanuni’nin Hürrem Sultan’la olan ilişkisi ön planda olacaktır. Tıpkı Turan Oflazoğlu’nun Sahneye koyduğu “Muhteşem Süleyman” adlı eserde olduğu gibi.. Daha evvel birkaç kez seyrettiğimiz bu eserden her seyrettiğimizde ayrı bir zevk aldığımızı belirtmek isteriz.


Yeni yayıma giren “Muhteşem Yüzyıl” adlı eserin ilk bölümünde Özellikle devlet erkânının gelecekte evlilik yapacakları kadınların yetiştirildiği bir okul olan Haremi, padişahın istediği kadını seçip beraber olduğu kadınların kaldıkları yer gibi göstermek doğru değildir.


Bilindiği gibi Kanuni’nin ilk eşi ve Mustafa’nın annesi Gülbahar Hatun’dur. Colin Falconer’in yazdığı “Bir Hürrem Hikâyesi” adlı eserde Kanuni’nin eşini çok sevdiğini, 9 yıl çok mutlu bir evliliği olduğunu, onu bir başkasına değişmek istemediğini anlatıyor, Kanuni’nin annesinin “Bir tek çocuğun Osmanlı’ya yetmeyeceğini Mustafa’nın başına bir şey gelirse imparatorluğun sahipsiz kalacağını” söyleyerek, Kanuni’yi ikna etmeye çalıştığını ve bu şekilde Hürrem Sultan’ın devreye girmesine neden olduğunu belirtiyordu.


Yabancı bir yazar romanına bu şekilde başlarken dizide, Kanuni’nin eşinin Manisa’dan zavallı bir şekilde getirilişi, saraya gelince Kanuni’nin kendi âleminde oluşu ve kendisi ile ilgilenmemesi şeklinde verilişi yanlış anlaşılmalara yol açmıştır.


Dizinin birinci bölümünde Kanuni’nin halka zulmettiği iddiası ile ölüm cezasına çarptırdığı paşanın kılıçla idamı, seyredenlerin tüylerinin diken, diken olmasına neden olmuş ve çocukları korkutmuştur. Bunun yanında devşirme çocukların ailesinden zorla alınma sahneleri, batılıların barbar nitelemelerini çağrıştırmıştır.


Şairliğinden dolayı Muhibbi, kanun yapıcısı ve uygulayıcılığından dolayı Kanuni, 13 büyük sefere katıldığı için Gazi ve batılılarca muhteşem diye anılan Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman’ı anlatacak olan bu dizinin tarihimizle yeni yeni barıştığımız bu günlerde hayali ayrıntılara girerek yanlış anlaşılmalara yol açmayacağı umudunu taşımaktayız.


Elbette ki insanların zaafları olabilir. Bugün bile kadının ikinci sınıf sayıldığı, ırkçılığın her türünün geçerli olduğu dünyamızda, Orta Çağ’da saray kadınlarının çok iyi eğitim almasının gerekli olduğu bilincine varan, haremi bir okul haline getiren bir cariyeyi valide sultanlık makamına getiren bazılarınca beğenilmeyen bu sistem 700 yıla yakın bütün dünyayı idare edebiliyorsa o zaman bu devreyi değerlendirirken oturup bir kez daha düşünmemiz gerekir.


Bu yapımın bir dizi film olduğu unutulmamalıdır. Ancak haremle ilgili sahnelerin bir kısmının kurgusal düşüncelere dayanması haremin gerçeğini yansıtmamakta ve yanlış intibalara yol açmaktadır. Bizler, Trabzonlu hemşerimiz olan Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman’ı anlatan bu dizinin bundan sonraki bölümlerinin Muhteşem Kanuni’yi Kanuni yapan özelliklerini ortaya koyacak şekilde hazırlanacağını umut etmekteyiz. 07.01.2011-TRABZON


Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman
Vakfı Yönetim Kurulu Adına

Prof. Dr. Ali BAKİ
Genel Başkan

FİLM YOLUYLA KÜÇÜMSEMEYİ ŞİMDİ DE KANÛNÎ’YE GETİRDİLER / Araştırmacı Yazar MUSTAFA YAZICI


2010 yılında Atatürk'ü tanıtıyoruz diyerek, kargaları kovan küçük Mustafa edebiyatı ve Atatürk'le hiç bağdaşmaz bir serüven izlettiler, ekranlarda kamuoyuna.. Çok eleştiriler geldi, amma hep ofsayt goller gibi hiçbir işe yaramadı. Hiç kimseye bir puan kazandırmadı. Zira, toplumu Atatürk dönemine aykırı olarak, fitne ve fesada vermekten ceza alan olmadı.. Tarih ve hukuk mercileri de etkisiz ve tepkisiz kaldı.


"Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman Han"a karşı karalama gayreti var


Şimdi ise 2011 yılında, Cihan Hükümdarı olan ve Türkiye Topraklarını 25 milyon km.2'si tapulu; 3 milyon km.2'si tapusuz 28 milyon km.2'ye çıkartan ve de Dünyanın üç kıtasında halâ yaşayan, binlerce medeniyet eseri bırakan; Kanunlarıyla, adaletiyle, otoritesiyle meşhur; Yabancıların dahi "Muhteşem Süleyman" dediği Kanûnî’yi film yoluyla -af buyurunuz- seks düşkünü ve cellât gibi göstererek, gözden düşürmeye çalışanlar var.


Efendim, art niyet yokmuş..!


Yokmuş da Kanûnî böyle mi tanıtılır? Kanûnî, dediğin kurguyla, kuruntuyla değil, tarihî belgelerle ve bilgiyle tanıtılır.. Film yoluyla yapılan bu küçümsemeyi hiçbir ecnebi(gavur) yapmadı.. Hiçbir yabancı yaza, filmci, belgeselci veya tarihçi yapmadı. Üstelik Ortaçağ vahşet içinde iken Kanûnî bu dönemin ardından ve Fâtih’in yeniçağı açmasıyla kanunlarla yönettiği ve bu kanunları sorumluluk olarak, ölünce mezarına koydurtmayı vasiyet ettiği için “Washington Büyük Adamlar Sanat Galerisi”nde büst olarak birinci sırada, İspanya Parlamentosunda da pano olarak duvarda asılmaktadır. Bunları Türkiye'den gidip gören insan çok.. Türkiye'deki bu basitlik ve ciddiyetsizlik nedir?


Bu diziler, Müslüman Türk Tarihini kötülemekten başka ne işe yarıyor?


Kanûnî Fâtih’in torunu olan Yavuz'un oğludur. Aslında bu padişahın şahsında bu üç padişah ve de bütün muhteşem Müslüman Türk Tarihi kötülenmektedir. Türkiye; yine Hürrem Sultanın oğlu 2.Selimi tahta çıkartmak için Kanûnî'nin diğer eşi olan Mahi Devran (Gülbahar Haseki Sultan)’dan olma Şehzade Mustafa'yı öldürtme entrikalarına çekilmek istenmektedir. Hâlbuki Kanûnî'nin Fülâne Hatun, Gülfem Hatun, Mahi Devran(Gülbahar Haseki ) Sultan ve Hürrem Haseki Sultan adlı dört eşi vardı. Bunlardan on üç çocuğu doğdu. Altı tanesi Hürrem Sultan’dan idi. Hürrem Sultan, 1506 İstanbul doğumludur. 1558'de yine İstanbul’da ölmüştür. 52 senelik hayatında Kanûni’yle 38 yıl evliliği vardır. Kanûnî 1566'da, Mahi Devran Sultan ise 1581'de Bursa'da vefat etmiştir. Yine son eş olarak tarihe bu geçmiştir. Hürrem Sultan ise, Oğlu 2.Selimin tahta çıkışını görmemiştir. Ne var ki, İstanbul’da Kanûnî’nin yanında metfundur.


Bu küçümseme neyin nesidir?

Tarihî olaylar böyledir de bu küçümseme neyin nesidir? Hürrem Sultan’a ilgi nedendir? Orası söylenmiyor. Biz söyleyelim: Hürrem Sultan’ın asıl adı, Alexandra Lisowska'dır. Avrupalılar "Roxelane" derler. Vaktiyle Polonya Krallığı’na bağlı Ukraynalı Ortodoks bir rahibin kızıdır. Asıl entrikayı o saraya alındıktan sonra O'nun arkasındakiler çevirmiştir.


Kanûni’ye film yoluyla neden saldırılıyor?


İşte o entrikaya şimdi de bu filmle devam edilmektedir. Asıl verilen ders budur. Fakat alınan ders bu değildir.. Mes'ele; bunu algılayıp algılamamaktır.. Bu film; yapıcı değil, yıkıcıdır. Demokrasiye de aykırıdır. Çünkü: 2010 yılı içinde İtalya ve Fransa Devlet Başkanları tam yirmi eşle bir arada yaşadığı haberleri verilirken kimse onları film yapmadı. Veya Fransızların GİYOTİN'le baş kesmeleri hiç anlatılmadı da Kanûni’ye film yoluyla bu saldırı nedir? Elbette en küçük saldırıya karşı tepki hakkımız bakidir.


Bu Yanlışa Herkes Dur demeli..


Bu nedenle, filmi Cumhurbaşkanlığı da, Başbakanlık da, RTÜK de, SHOW TV de yayından kaldırmalıdır. Sayın Bülent ARINÇ’ın izlenimden kaldırılmasını istemesi haklıdır. Çünkü: Bu film projeli değildir. Kanûnî’nin medeniyet kurduğu, 46 sene padişahlık yaptığı ülkelerde gezilip çekilmemiştir. Üstelik Kültür Bakanlığı, proje getirene destek verdiğini açıkladı.


Gerçekten Kanuni’yi anlatacak dizi, en az on yıl sürer..


Kanûnî; dünyada öyle bir yönetim ve eser bıraktı ki, belgeselciler kameralarını alıp oralara gitseler çekimi tam on sene sürer. Bunu göze alamayanlar işte padişahı böyle ailevî mahrem hayatını suflî (nefsî) niyetlerine göre; kurgulayarak anlatıyorlar.. İslâm Dinine ve Hanefi Fıkhına ve de Mevlevî ve Ahî meşreplerine bağlı olan Kanûnî’yi baş kesen görüntüleriyle anlatarak, bugünkü Demokratik gidişte iktidarın Padişahlık gibi yetkileri elinde topladığı anlatılmak isteniyor. Hâlbuki: Kur'ân ve Sünnete bağlı olan, Dünyaca meşhur Muhibbî Divanında ki, şiirlerinde;


"Aşk denizinin kıyısı yok.
  Kimse derinliğine ulaşamaz.
  Ey gönül gel, imtihan için
  Bu denize bir de sen dal.."


Diyen bir tasavvuf ehli hükümdar böyle cellâd gibi ve af buyurunuz seks düşkünü olarak yeni nesillere tanıtılır mı?


İmaj kötü.. Şuuraltında Pornoculuk var..


Fransa'da dansı yasaklayan bir adam böyle sekse cevaz verir mi? Fakat, Haşa, Homoseksüelliğin edebiyatı ve özgürlüğünün propagandası yapıldığı bir ortamda bu da oldu işte.. Yani olmadı. "Muhteşem Yüzyıl" edebiyatıyla Kanûnî'nin muhteşemliği hedef alındı. İsim yanlış.. İmaj kötü.. Şuuraltında Pornoculuk var, Harem; aile yuvası okulu olmaktan çıkartıldı. Güya "Tarihin Arka Odası" tarihçi danışmanları buraya danışmanlık yaptı. Bu dizide Danışmanlıktan eser var mı? Kostümler ve tipler hiç Osmanlı muhteşemliğini vermedi. Hiç mehter muhteşemliği var mı?


Kanûnî Trabzon’da yetişti


İşin bir de Trabzonluluk tarafı var. Kanûnî 'nin babası Yavuz Trabzon’da 23 sene valilik yaptı. Oğlu Kanûnî Trabzon’da yetişti. Sonra babası da, kendisi de birbiri ardınca Padişah oldular. Dünyada hiçbir yabancı tarihçi yazdığı eserlerde -art niyetli birkaç husus hariç- Yavuz ve Kanûnî’yi, hatta dedeleri Fâtih’i böyle küçümsemediler.. Çünkü: TARİH BİLE TARİHİMİZE HAYRANDIR. YANİ, BİZİM TARİHİMİZ OLMADAN DÜNYA TARİHİ OLAMIYOR..


"Düzmece" film yapıldı


Bu dizi'ciler ise halk tabiriyle "düzmece" film yaptılar. Bugün Kanûnî sağ olsaydı, acaba ne derdi? Bu nedenle Trabzonlular olarak, bu filmi reddediyor, yapanları kınıyor, ilgili ve yetkilileri -gereğini yapmak üzere- göreve çağırıyoruz.


Çünkü: bu durum, Trabzon Tarihine ve Trabzonlulara da hakarettir. Bu gerçekten hareketle Trabzon Anadolu Gençlik Dergisi Şubesi elemanlarını, Medya Trabzon'un ve Merkezi Trabzon’da bulunan vaktiyle Trabzon Valiliği yapan bugünkü Ankara Valisi Alaaddin Yüksel tarafından kurulan, bugün Vakıf Başkanı Prof. Dr. Ali BÂKİ tarafından yönetilen Muhteşem Kanûnî Sultan Süleyman Vakfı yönetiminin, Trabzon basınının hassasiyetini, açıklamalarını ve de kınamalarını çok yerinde bulduk. Hepsine, tebrik ve takdir ve teşekkürlerimizi sunuyoruz.


Böyle basit şeyler tarih ve sanat diye topluma sunulmaz


Umarız, bu gafletten vazgeçilerek, gerçekten Kanûnî’yi dünyadaki muhteşemliği ile tanıtan filmlere bilimsel imzalar atılır. Böyle basit şeyler tarih ve sanat diye topluma sunulmaz. Sunulursa bunu sunanların ve ona ses çıkarmayanların kendi medeniyetsizliği olur. Kanûnî’yi bağlamaz. Ruhuna binlerce Fâtihalar olsun ve ruhu şâd olsun.. Bu filmden asıl davacı(Müdde-i) Tarih ve Vatandır.


"Her şerde bir hayır vardır"


"Her şerde bir hayır vardır" ilkesi gereği bu filmin de bir faydası var, amma hiç kimseyi vebâlden ve sorumluluktan kurtarmaz. O da şudur: Eğer izletilmeseydi Osmanlı’yı gerçek ilmî ve medenî kimliğiyle öğrenmek ihtiyaç ve arayışı nasıl belli olacaktı? Nasıl başlayacaktı? Bu işin uzmanı, tarihçi Prof. Dr. İlber ORTAYLI Hoca, Haber Türk'te Fâtih Altaylı'nın “Teke Tek” Programında Tarihin Arka Odasından Murat Bardakçı ile birlikte; Osmanlı Harem'inin bugünkü Avrupa kadınlarının bile halâ ulaşamadığı bir aile Meclisi, Sarayın Kadın Eğitim Merkezi olduğunu ilmen açıklayacak mıydı? Fakat nedense bu filmin gösterime girdiğinin ve de gazete ve televizyonlarda kınanmasının ertesi günü İlber Ortaylı Hoca Teke Tek'te kamuoyuna açıklamalarda bulunurken bir başka Televizyonda; (af buyurunuz) eşekleri dağa çıkartıp tecavüz eden erginlik dönemindeki terbiyesiz çocukların haberlerini-zavallı eşeği göstere göstere- veriyordu. İşin garibi RTÜK'ten de hala bir ses yok.


Bu dizi film; tarihe ve ilmi gerçeklere aykırı bir yapım


Bu nedenle diyoruz ki: elbette çocukları -kısmen de olsa- İslâm'dan, Müslüman Türk Terbiyesinden uzaklaştırılmış bu hale getirilen bir Ülke'de(Türkiye'de ), Cihan Hükümdarı, örnek bir insan olan Muhteşem Kanûnî Sultan Süleyman Han, film yoluyla böylesine tarih ve ilim dışı olarak gerçekmiş gibi anlatılır. Hüneri olan ilmen belgeselini yapabilse ya.. Beleşçilik kolay... Tarihsizler; tarihî sanat filmi yapıp, toplumu Kanûnî gibi yükseltebilirler mi? Kanûnî; canlı belgeselini yaptı, bunlar filmini çeviremiyorlar... Vay(VEYL), vay gidi hâlimize..!


HOŞSADÂ

MUSTAFA YAZICI
Araştırmacı Yazar