16 Şubat 2011 Çarşamba

KARİKATÜRİST HARUN YAVRUOĞLU GÖRELE’NİN 93. KURTULUŞ YILDÖNÜMÜNDE KARİKATÜR SERGİSİ AÇTI


13 Şubat 2011 Pazar Günü Görele’nin Kurtuluşu’nun 93. Yıl Dönümü etkinliklerine Trabzonlu Karikatürist Yazar Harun Yavruoğlu, Karikatür Sergisi ile katıldı.


13 Şubat 2011 Pazar Günü Görele’nin düşman işgalinden kurtuluşu’nun 93. Yıl Dönümü etkinliklerine Trabzonlu Karikatürist Yazar Harun Yavruoğlu Karikatür Sergisi ile katıldı.



Görele’nin kurtuluş etkinliklerine, havanın yağışlı olması nedeniyle Hasan Ali Yücel Kültür Merkezinde devam edildi. Konuşmaların yapılması, şiirlerin okunması, folklor ve mehteran takımının gösterilerinin ardından aynı yerdeki Akçaabatlı Ressamların açtığı Resim Sergisi ve Araştırmacı Yazar Mustafa Yazıcı’nın Kitap Sergisi gezildikten sonra Görele Öğretmenevinin zemin katındaki Sergi salonunda Karikatürist Yazar Harun Yavruoğlu’nun açtığı Karikatür Sergisi gezildi.



Görele Kaymakamı Aykut Pekmez, Görele Belediye Başkanı Ertuğrul Melikoğlu ve beraberindekiler ve vatandaşlar tarafından Görele Öğretmenevi Sergi salonunda Karikatürist Yazar Harun Yavruoğlu tarafından açılan Karikatür Sergisi gezildi.



İlçe Kaymakamı, Belediye Başkanı ve Garnizon Komutanı ve beraberindekiler tarafından gezilen sergi, ilgi ve büyük beğeniyle izlendi ve Karikatür Sanatçısı Harun Yavruoğlu’dan bilgi alarak, sanatçıya teşekkür ettiler.


TRABZON HABER AJANSI -13.02.2011







 FOTOĞRAFLAR: MUHAMMET YAVRUOĞLU

ARAŞTIRMACI YAZAR MUSTAFA YAZICI GÖRELE’NİN 93. KURTULUŞ YILDÖNÜMÜNDE KİTAP SERGİSİ AÇTI


13 Şubat 2011 Pazar Günü Görele’nin Kurtuluşu’nun 93. Yıl Dönümü etkinliklerine Trabzonlu Araştırmacı Yazar Mustafa Yazıcı, Kitap Sergisi ile katıldı.



13 Şubat 2011 Pazar Günü Görele’nin düşman işgalinden kurtuluşu’nun 93. Yıl Dönümü etkinliklerine Trabzonlu Araştırmacı Yazar Mustafa Yazıcı Kitap Sergisi ile katıldı.



Görele’nin kurtuluş etkinliklerine, havanın yağışlı olması nedeniyle Hasan Ali Yücel Kültür Merkezinde devam edildi. Konuşmaların yapılması, şiirlerin okunması, folklor ve mehteran takımının gösterilerinin ardından aynı yerde Akçaabatlı Ressamlara ait 21 adet yağlı boya tablodan oluşan resim sergisi gezildi.



Ve hemen ardından aynı yerdeki Araştırmacı Yazar Mustafa Yazıcı’nın 43. Yıl Kitap Sergisi gezildi. Sergiyi gezen Görele Kaymakamı Aykut Pekmez, Görele Belediye Başkanı Ertuğrul Melikoğlu ve beraberindekiler tarafından sergideki kitaplar incelendi ve Araştırmacı Yazar Mustafa Yazıcı’dan bilgi alarak, Yazıcı’yı tebrik ederek, teşekkür ettiler.





TRABZON HABER AJANSI - 13.02.2011 








FOTO: MUHAMMET YAVRUOĞLU

15 Şubat 2011 Salı

AKÇAABATLI RESSAMLAR GÖRELE’NİN 93. KURTULUŞ YILDÖNÜMÜNDE SERGİ AÇTI


13 Şubat 2011 Pazar Günü Görele’nin Kurtuluşu’nun 93. Yıl Dönümü etkinliklerine Akçaabatlı Ressamlar yaptıkları yağlı boya resimlerinden oluşan Resim Sergisi ile katıldı.




13 Şubat 2011 Pazar Günü Görele’nin Kurtuluşu’nun 93. Yıl Dönümü etkinliklerine Akçaabatlı Ressamlar yaptıkları yağlı boya resimlerinden oluşan Resim Sergisi ile katıldı.



Görele’nin kurtuluş etkinliklerine, havanın yağışlı olması nedeniyle Hasan Ali Yücel Kültür Merkezinde devam edildi. Konuşmaların yapılması, şiirlerin okunması, folklor ve mehteran takımının gösterilerinin ardından aynı yerdeki Akçaabatlı Ressamlardan Ekrem Kutlu, Kenan Demir, Şakir Şeyhoğlu(Arsin), Abdullah Değirmenci, Emine Değirmenci, Yasin Ava, İbrahim Sonkaya, Ali Sait Çelik, Güliz Sandıkçı, Bülent İsak, Serhan Usluoğlu, Asiye gayretli, Mehmet Parlayan, Nuray Bölükbaşı, Emine Gülgör ve Seval Mısır’a ait 21 adet yağlı boya tablo Resim Sergisi gezildi.



Ve hemen ardından Görele Kaymakamı, Belediye Başkanı, Garnizon Komutanı ve beraberindekiler tarafından aynı yerdeki Araştırmacı Yazar Mustafa Yazıcı’nın 43. Yıl Kitap Sergisi ve ardından Görele Öğretmen Evi’nin zemin katında Karikatürist Yazar Harun Yavruoğlu tarafından açılan Karikatür Sergisi gezildi.





TRABZON HABER AJANSI - 13.02.2011

Trabzon Standı; 15.Uluslararası EMİTT Fuarı’nda Büyük Beğeni Topladı


9–13 Şubat 2011 tarihleri arasında düzenlenen 15. Uluslararası EMİTT Fuarı’na katılan Trabzon’un Standına, katılımcılar yoğun ilgi gösterdi.


EMİTT 2011 FUARI; Türkiye’den 150 civarında il ve ilçe ve belde ile 60 ülkeyi aynı çatı altında buluşturdu. Kültürel ve tarihi değerler otantik stantlarla fuara taşınırken, bölgelerin yöresel yiyecekleri, içecekleri, doğal güzellikleri, tarihi eserleri ziyaretçilere sunuldu. Yöresel motifler ve tarihi eserlerin tanıtımı amaçlanan stantlar büyük ilgi görürken özel ikramlar ve geleneksel lezzetler bir arada tadıldı.


Trabzon Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün Trabzon’u temsilen katıldığı fuarda; 10 salonda 60 ülkeden 3 bin 500 katılımcı stant açtı.



EMİTT 2011-Uluslararası Turizm Seyahat Fuarı’nı ziyaret eden Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Trabzon standında turizmin önemine değinerek,

“Trabzon’umuzun gerek kültürü, gerek doğal güzellikleri ve gerek diğer bütün yönleriyle tanıtılması için her türlü fedakârlığı yapıyoruz. Çok derin bir tarihi ve kültürel geçmişe sahip olan ilimizin tüm değerlerinin öne çıkarıldığı bu fuara katılanlara teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.


Uluslararası TUR Operatörlerine yapılan yöresel yemek sunumuna da katılan Vali Kızılcık, Trabzon’un fuara katılımından, düzenlenen standından ve düzenlenen etkinliklerden çok memnun kaldığını söyledi.


Trabzon standını gezen ziyaretçilerle yakından ilgilenen ve onlara Trabzon hakkında bilgiler veren Trabzon İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kansız ise,


“Trabzon Karadeniz’in olduğu gibi ülkemizin de en önde gelen kültür merkezlerinden biridir. Gerek kültür, gerek doğal zenginlikler açısından önem arz etmektedir. Buraya Trabzon’umuzun güzelliklerini sergileyip, Trabzon’umuzu en iyi şekilde tanıttığımız için mutluyuz” dedi.



15. EMİTT Fuarı’nda bütün stantlar ilgi gördü, ancak Trabzon Standı bir başkaydı. Trabzon Standı’nda oynanan horon ve kolbastıya eşlik eden ziyaretçiler de eğlenceli saatler geçirdi. Kalabalık bir ziyaretçi kitlesinin merakla takip ettiği Trabzon Standı, ziyaretçiler ve turizmciler tarafından çok beğenildi. Trabzon Standı'nda ziyaretçilere tanıtım materyalleri dağıtılırken, minyatür kemençe ve hamsiler de ilgi çekti.



Öte yandan Trabzon; 15. EMİTT 2011-Uluslararası Turizm Seyahat Fuarı’nda ‘En Uzun Soluklu Katılımcı’ ödülüne de layık görüldü. (V.B. - 15.02.2011)

BİR ÖĞRENCİNİN PEYGAMBER SEVGİSİ / Fikret UÇAR


14 Şubat 2011 Pazartesi gününü salıya bağlayan gece, Mevlid Kandili olması münasebetiyle KANDİLİNİZİ TEBRİK EDİYOR ve bu günün önemine binaen bu alıntı yazıyı sizlerle paylaşmayı uygun gördüm.


Medine’de bir şirkette elektrik teknisyeni olarak çalışan Allah(C.C.) dostu ve peygamber aşığı bir kardeşimiz, işin son günü sabah mesaisinde kendisine verilen teknik görevi tamamlayıp ayrılmak üzere iken, Resulullah’ın Ravza’sında elektrik çarpması sonucu vefat etti ve Cennet-ül Baki’ye defnedildi. Tabii ailesi mecburi olarak Türkiye’ye döndü. O zaman 7 yaşında olan oğlu Muhammed Nebi Doğanay, ortaokulda öğrenciyken kompozisyon yazmış ve birinci olmuş. İşte şimdi sizleri, Peygamber aşkını en derinden yaşayan bir yürekte kopardığı tarifi zor fırtınayla baş başa bırakıyorum.


“Bir seni güneşim, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geldiğim yerde… Bir ilkbahar gününde güller gibi kokan Medine'de dünyaya gözlerimi açmıştım. Doğduğum hastane senin Ravza’nın hemen yanı başında olduğu için, duyduğum ilk koku senin bahçenin gül kokuları olmuş. Babam gelip de daha kulağıma ezan okumadan, kulaklarım senin mescidinin ezan sesleriyle şereflenmiş. 40 günlük olduğumda ilk ziyaretimi de senin Hane-i Saadetine yapmışım. İlk adımlarımı senin Ravza’ndaki mermerlerinde atmış ve Rabbimle ilk buluşmamı, ilk secdemi senin mescidinde yapmışım. Hemen hemen yaptığım her ilkte sen varsın. Daha konuşmasını öğrenmeden seni sevmeyi öğrendim ben. Belki seni çok tanımazdım, ama sanki bana çok çok yakınmışsın gibi severdim seni.


Senin evini her ziyarete gelişimizde seni görmesek bile senin varlığını hisseder, evinden her ayrılışımızda hüzünlenirdik. Çocuklar evde sıkılınca babaları parka, eğlence yerlerine götürsün isterler. Biz Medine’de yaşadığımız sürece hiç babamızdan parka götürmesini istemedik. Bizim canımız sıkılmaz mıydı acaba hiç? Sanırım Medine’deki hiçbir çocuğun canı sıkılmazdı. Çünkü orada hiçbir yerde olmayan gül bahçesi ve bahçenin biricik efendisi vardı. Bizim vaktimizin çoğu o bahçede geçerdi. Senin bahçenin mermerlerine ayakkabı ile basamazdık. Yalınayak dolaşırdık mermerlerin üstünde. Kim bilir, korkardık belki de bahçenin güllerine basıvermekten. Yazın mermerler ayaklarımı yakardı. Olsun bu da bizim hoşumuza giderdi. Babama sormuştum bir seferinde. “Babacığım neden Medine bu kadar sıcak” diye. Babam da:

“Evladım Medine’de iki tane güneş varda ondan” derdi.
“Nasıl olur babacığım, güneş bir tane değil mi?” derdim. Babam gülerek:
“Bak yavrum doğru, bütün dünyayı ısıtan bir güneş var, ama bir de âlemleri ısıtan ve aydınlatan güneş var. O güneş de Medine’de olunca sıcaklık iki kat oluyor” derdi.


Babamın bu cevabı hoşuma giderdi ve ısınırdım. Gerçekten de ayaklarımızı mermerler ısıtıyordu ama senin güneşinde, sıcaklığında içimizi ısıtıyordu. Medine’den ayrıldığımızdan beri, belki ayaklarımız ısınıyor, ama içimiz bir türlü ısınamıyor. Çünkü güneşimizin en büyüğünü orada bırakmıştık. Ben güneşimi kaybetmiştim. Onun evine, bahçesine gidemiyordum artık. Gerçi ışığı, tâ buralarda bizi aydınlatıyordu, ama içimi ısıtması için onun Ravza’sında yalınayak koşmam lazımdı. Evet, bahçende yürürken ezanlar okunurdu. Öyle güzel okur ki Medine müezzinin ezanı, sanki Bilal-i Habeşi okuyor sanırsınız. Namaz kılmak için Mescide koştururduk bilir bilmez. Babamın yanında namaz kılardık. Büyük sütunların altından gelen soğuk havadan saçlarımızı savurturduk. Zemzem bardaklarından güller yapardık. Namaz kılarken yanımıza usulca bir kedi sokulurdu. Babam 'incitmeyin sakın, onlar Ebu Hüreyre’nin kedileri' derdi, biz de inanırdık. Sen’in Mescidine kediler de girebilirdi. Sen çok iyi bir ev sahibiydin çünkü. Çarşamba günleri hep Uhud'a giderdik. Senin çok sevdiğin amcanı (İslam Şehidi Hz. Hamza) ziyaret etmeye, o bizim de amcamızdı. Kardeşlerimle Ayneyn tepesine çıkar oradan Uhud da yatan 70 şehide selam verirdik. Uhud dağına her baktığımızda sanki orada seni görür gibi olurduk. Uhud da senin Ravza’nın kokusu gibi gül kokardı. Orası da ayrı bir gül bahçesi idi sanki.


İşte benim yedi senem ki, en değerli en güzel yıllarım senin köyünde, senin gül bahçende, senin savaştığın yerlerde sanki yanımda sen varmışsın gibi seninle dopdolu geçti. Seni görmesem de seninle yaşamaya o kadar alışmıştım ki, senin yanından ayrılırken sanki bir yanım, bir canım, bir parçam orada kalmıştı. Buraları bana gurbet oluverdi. Elimde olsa hemen yanına koşar gelirim, ama hep büyüyünce gidersin diyorlar. Ben sırf senin yanına gelebilmek için büyümek istiyorum. Senin yanına geldiğim zaman büyümüş bile olsam, bahçendeki mermerlerde yalınayak dolaşacağım. Ta ki, güneşin içimi ısıtana kadar… Senin hasretinden içim üşüyor. Belki hasretin herkesi yakar, beni de üşütüyor işte. Çünkü benim ruhum, doğduğumdan beri senin sevginle ısınmaya alışkın. Senin sıcaklığına o kadar muhtacım ki. Ne olur ben sana gelemesem bile sen beni hiç bırakma. Işığınla gecelerimize nur ol. Sıcaklığınla bütün zerrelerimizi ısıtıver. Hani sana Medineyken komşuyduk ya, evlerimiz birbirine çok yakındı. Senin varlığın bize güven verirdi hep. Yine öyle ol, ara sıra da olsa evimizi şereflendiriver. Hem benim adım Nebi, aynen seninki gibi. Bu ismi bana seni çok seven bir dostun koymuş. Diğer adım da Muhammed, yine senin gibi. Bu ismi de canım babacığım koymuş. Buraya gelirken senin köyünde bıraktığımız babacığım.


Sana benzeyen bir yanım daha var. Ben de senin gibi babasız büyüyorum. Ben çok şanslıyım, sen bize asla yetimliğimizi hissettirmedin. Medine’den ayrıldığımızdan beri sanki sen hep yanı başımızdaymışsın gibi hissediyorum. Geceleri korkmadan güvenle uyuyorum hep. Seni tanıdığım ve seni sevdiğim için Rabbime binlerce kez teşekkür ederim. Babam senin köyünde kalmıştı. Biz babamın cenazesini gömerken abimin terlikleri babamın kabrine düştü ve orada kaldı. Ben o terlikleri çok kıskandım. Çünkü abimin terlikleri hep babamla kalacaktı. Babamı son ziyaret edişimizde ben de kimse görmeden terliğimi babamın kabri üstüne gömüverdim. İşte şimdi benim terliğim de hep babamla kalacaktı. Evet demiştim ya, bir güneşimi, bir babamı, bir de terliklerimi bırakmıştım geride. Babam ve terliklerim hep oradaydı, gelemezlerdi. Ama güneşim hep yanımızdaydı. Yetimlerin efendisi, yetimlerini hiç ışıksız bırakır mı? Dünyanın bir ucuna gitmiş olsaydık bizi bırakmayacağını biliyordum. Gözümüz gönlümüz seninle aydınlanır efendim. Ruhumuz, içimiz sıcaklığınla ısınır. Bir gün sana gelişim geç bile olsa bana, Gül bahçesinin mermerlerinde yalın ayak koşmak nasip et. Ta ki aşkınla, sevginle bütün bedenim yanıp kavrulsun. Terliklerimi bıraktığım o güzel mabet son durağım olsun.” Muhammed Nebi DOĞANAY


Allah (C.C.) bizlere de bu kardeşimizde olduğu gibi Resulullah sevgisi nasip etsin.


MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN.


Allah’a emanet olunuz.


Fikret UÇAR
fikrethoca61@hotmail.com

14 Şubat 2011 Pazartesi

MEVLİD KANDİLİ BÜYÜK COŞKUYLA KUTLANILIYOR



MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN.




Bu gece Mevlid Kandili gecesi; Hz. Muhammed'in doğum yıldönümünü olan Mevlid Kandili Türkiye’de ve Tüm İslam Âleminde büyük coşkuyla kutlanıyor



Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Mevlid Kandili vesilesiyle yayınladığı mesajda Mevlid Kandili'nin bütün insanlığın gönlünde muhtaç olduğu manevi ışığa dönüşmesini Allah'tan niyaz ettiğini ifade ederek, Mevlid Kandili'nin ülkemize, milletimize ve bütün insanlığa huzur, barış ve bereket getirmesini diledi.

DİB Başkanı Görmez, açıklamasında Peygamberimizi anlatan en güzel kavramın rahmet ve merhamet olduğunu vurgulayarak, Kur'an-ı Kerim'de geçen ve Peygamberimiz Resul-i Ekrem'e hitaben Allah-u Teâlâ(C.C.), "Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik" diye buyuran ayetini hatırlattı ve Peygamberimizin de kendisinin rahmet peygamberi olduğunu ve bu rahmeti yeryüzünde daim kılmak için her türlü sıkıntı ve meşakkate katlanmaya razı olduğunu vurguladı.

DİB Başkanı Görmez;

“Böylelikle televizyon ekranlarından bilgisayar oyunlarına, anne-baba-evlat üçgeninden eşler arası iletişime, siyasetten sanata, spordan eğitime hayatın her alanında şiddetin en acı örnekleriyle yüzleşmek durumunda kalan insanımız için nübüvvetin merhamet pınarına başvurulacak; kirlenen gönüller arınacak, merhameti okulda, evde, iş yerinde, çarşıda, sokakta kısacası hayat nerede devam ediyorsa orada hâkim kılacak şekilde eğitim sürecine dâhil etmenin gereği ve imkânı tartışılacak ve bu çerçevede çabalara zemin hazırlanacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle Mevlid Kandilinizi tebrik ediyor, Sevgili Peygamberimizin (S.A.V.) doğum günü münasebetiyle, başta ülkemiz ve İslam dünyası olmak üzere tüm insanlığın Rahmet Peygamberi'nin (S.A.V.) rahmet yüklü mesajlarından nasibdar olmasını Cenab-ı Mevlâ'dan niyaz ediyorum" diye konuştu.

Mevlid Kandil Gecesinde ibadetler ve dualar yapılabileceği gibi bu güzel gecede, günde ve haftada Peygamber Efendimiz Hz. MUHAMMED (S.A.V.)’e bol bol “Allahümme Salli Ala Seyyidine Muhammed’in ve Ala Ali Seyyidina Muhammed” söyleyerek, salâvat-ı şerife getirebiliriz.

Bu gece hem cami ve cemaat sevabından yararlanmak için mümkünse vakit namazlarımızı camilerde kılmaya özen göstererelim. Böylece diğer Müslüman kardeşlerimizle bütünleşmeli, kandillerini tebrik etmeliyiz.

Bu gece Tespih Namazı kılabiliriz, yatsı namazı için camiye gidersek ve gittiğimiz camide tespih namazı kılınacaksa tespih namazını da cemaatle beraber idrak etmiş oluruz.



MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

MEVLİD KANDİLİ BÜYÜK COŞKUYLA KUTLANILIYOR



MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN.




Bu gece Mevlid Kandili gecesi; Hz. Muhammed'in doğum yıldönümünü olan Mevlid Kandili Türkiye’de ve Tüm İslam Âleminde büyük coşkuyla kutlanıyor



Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Mevlid Kandili vesilesiyle yayınladığı mesajda Mevlid Kandili'nin bütün insanlığın gönlünde muhtaç olduğu manevi ışığa dönüşmesini Allah'tan niyaz ettiğini ifade ederek, Mevlid Kandili'nin ülkemize, milletimize ve bütün insanlığa huzur, barış ve bereket getirmesini diledi.

DİB Başkanı Görmez, açıklamasında Peygamberimizi anlatan en güzel kavramın rahmet ve merhamet olduğunu vurgulayarak, Kur'an-ı Kerim'de geçen ve Peygamberimiz Resul-i Ekrem'e hitaben Allah-u Teâlâ(C.C.), "Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik" diye buyuran ayetini hatırlattı ve Peygamberimizin de kendisinin rahmet peygamberi olduğunu ve bu rahmeti yeryüzünde daim kılmak için her türlü sıkıntı ve meşakkate katlanmaya razı olduğunu vurguladı.

DİB Başkanı Görmez;

“Böylelikle televizyon ekranlarından bilgisayar oyunlarına, anne-baba-evlat üçgeninden eşler arası iletişime, siyasetten sanata, spordan eğitime hayatın her alanında şiddetin en acı örnekleriyle yüzleşmek durumunda kalan insanımız için nübüvvetin merhamet pınarına başvurulacak; kirlenen gönüller arınacak, merhameti okulda, evde, iş yerinde, çarşıda, sokakta kısacası hayat nerede devam ediyorsa orada hâkim kılacak şekilde eğitim sürecine dâhil etmenin gereği ve imkânı tartışılacak ve bu çerçevede çabalara zemin hazırlanacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle Mevlid Kandilinizi tebrik ediyor, Sevgili Peygamberimizin (S.A.V.) doğum günü münasebetiyle, başta ülkemiz ve İslam dünyası olmak üzere tüm insanlığın Rahmet Peygamberi'nin (S.A.V.) rahmet yüklü mesajlarından nasibdar olmasını Cenab-ı Mevlâ'dan niyaz ediyorum" diye konuştu.

Mevlid Kandil Gecesinde ibadetler ve dualar yapılabileceği gibi bu güzel gecede, günde ve haftada Peygamber Efendimiz Hz. MUHAMMED (S.A.V.)’e bol bol “Allahümme Salli Ala Seyyidine Muhammed’in ve Ala Ali Seyyidina Muhammed” söyleyerek, salâvat-ı şerife getirebiliriz.

Bu gece hem cami ve cemaat sevabından yararlanmak için mümkünse vakit namazlarımızı camilerde kılmaya özen göstererelim. Böylece diğer Müslüman kardeşlerimizle bütünleşmeli, kandillerini tebrik etmeliyiz.

Bu gece Tespih Namazı kılabiliriz, yatsı namazı için camiye gidersek ve gittiğimiz camide tespih namazı kılınacaksa tespih namazını da cemaatle beraber idrak etmiş oluruz.



MEVLİD KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN