22 Mart 2011 Salı

“BÜYÜKLERİMİZE SORUMLULUKLARIMIZI UNUTMAYALIM”


18–24 Mart tarihleri arasında kutlanan ‘YAŞLILAR HAFTASI’ kapsamında İl Yöneticileri ve Huzurevi sakinleri Valilikte bir araya geldi.



Trabzon Vali Vekili Aziz Mercan 18–24 Mart tarihleri arasında kutlanan ‘YAŞLILAR HAFTASI’ kapsamında Sosyal Hizmetler İl Müdürü, Huzurevi Yöneticileri, Trabzon Yaşlıları Koruma Derneği Üyeleri ve Huzurevi sakinlerinden oluşan bir grup ile Valilik B Toplantı Salonu'nda bir araya geldi.


Vali Vekili Mercan yaşlılarına gereken önemi vermeyen, onlara sahip çıkmayan, ihtiyaç duydukları saygı ve sevgiyi kendilerinden esirgeyen bir toplumun güven ve huzur içinde olması mümkün olmadığını ifade etti.



Türk milletinin büyüklere saygı, küçüklere sevgi göstermeyi benimsemiş, böylece toplumsal huzuru, milli birliği, sosyal yardımlaşma ve dayanışma olgusunu güçlü tutmayı başardığını kaydeden Vali Vekili Mercan,


“Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu olarak, yaşlıya sevgi, dayanışma ve saygı yaklaşımını değişen toplum yapısı içinde ve bilimin ışığında profesyonelce hizmet anlayışıyla yaşlı vatandaşlarımıza götürülecek hizmetlerin kalitesini ve çeşitliliğini artırmaya yönelik çalışmaları sürdürmekteyiz. Devletimizin sağladığı imkânlar ve sunduğu hizmetlerin her geçen gün daha mükemmel hale getirilmesini sağlamak öncelikli hedefimizdir. Ancak devletimizin yaşlılarımızın sorunlarını çözmeye yönelik çalışmalarına toplumumuzun her ferdinin ve sivil toplum örgütlerimizin de katkı sağlaması hizmetleri taçlandıracaktır” şeklinde konuştu.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur’ sözlerini hatırlatan Vali Vekili Mercan toplumun her kesiminin yaşlılara yönelik görevinin önemine işaret etti.


Huzurevi sakinleri ile tek tek görüşen Vali Vekili Mercan, onlara çiçek verdi.
(VB – 21.03.2011 Pazartesi)

AV. AHMET METİN GENÇ, TÜM TEŞKİLATLARA TEŞEKKÜR ETTİ



20 Mart 2011 Pazar Günü Ak Parti Trabzon Teşkilatınca Trabzon Dünya Ticaret Merkezi’nde yapılan 12 Haziran tarihinde yapılacak olan 24. Dönem Milletvekilliği temayül yoklamasında tüm teşkilatların tercihi ile 1.sıraya yerleşen AK Parti Trabzon eski İl Başkanı Av. Ahmet Metin Genç, TEŞEKKÜR MESAJI yayınladı.


Pazar günü geçekleştirilen temayül yoklamasında AK Parti Teşkilatlarının teveccühü ile ilk sırada yer alan AK Parti milletvekili aday adayı Av. Ahmet Metin Genç, teşkilatların kendisine vermiş olduğu destekten memnun olduğunu belirterek şunları söyledi:


“Yıllarca omuz omuza birlikte Trabzon için hizmet verdiğim teşkilat mensubu arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Üstün gayret ve özveriyle her zaman iftihar ettiğim teşkilat mensubu arkadaşlarımın vermiş oldukları desteğin aynı zamanda sorumluluk anlamına da geldiğini biliyorum.


Bu sorumluluk bilinciyle şayet aday olup ve Trabzon’u temsil için seçilirsem bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada her zaman teşkilat mensubu arkadaşlarımla el ele, omuz omuza hizmet yolculuğumuza devam edeceğimi ifade etmek isterim” dedi.

20 Mart 2011 Pazar

BATI, LEŞ KARGALARI GİBİ...


Filistin’de, Gazze’de, Irak’ta, Afganistan’daki insan hakları ihlallerine göz yuman ve hatta katliamlara bizzat katılan Batı, Petrolün, Güneş Enerjisinin kokusunu alınca adeta canavarlaşarak, güya insan hakları savunucusu kisvesine bürünerek, Libya’ya müdahale ediyor. Güya sivilleri vurmuyorlar mış.!!!

Batı, İslam Dünyasına karşı örtülü HAÇLI SEFERİ başlatmış durumda…

**

Dün ilk olarak Fransız uçaklarının Libya'yı bombalamasının ardında ABD, İngiltere güçleri havadan ve denizden Libya'ya saldırmıştı. Şimdi ise İtalya operasyona katılıyor.


HABER MERKEZİ / TİMETURK


Dün ilk olarak Fransız uçaklarının Libya'yı bombalamasının ardında ABD, İngiltere güçleri havadan ve denizden Libya'ya saldırmıştı. İtalya Savunma Bakanı yaptığı açıklamada İtalya güçlerinin operasyona her an katılabileceğini belirtti.


Birleşmiş Milletler(BM) Güvenlik Konseyi'nde çekimser kalan Rusya ve Çin bu anlamsız savaşından derhal sona ermesi gerektiğini açıklaması yaptılar. İran'da savaşa son verilmesini isteyen ülkeler arasında. Almanya ise sessiz kalmayı sürdürüyor.


Kaddafi'nin ülkesinin sonuna kadar savunacağını ve uzun bir savaşa hazır olduklarını belirtmesinin ardından taraftarlarına 1 milyon silah dağıtacağını açıkladı.


ARAP BİRLİĞİ'NDEN BATI SERT ÇIKIŞ


"Uçuşa yasak bölge derken bombardumanı kasdetmedik" denilen açıklamada açılan savaşın derhal durdurulması istendi.


NATO BÜYÜKELÇİLERİ TOPLANIYOR


NATO üyesi 28 ülkenin büyükelçileri; gelişmeleri değerlendirmek üzere acil toplanıyor.


HABER ve FOTO KAYNAĞI: www.timeturk.com - 20 Mart 2011 Pazar - 16:17

AK PARTİ TRABZON, ADAY ADAYLARI KAÇ OY ALDI?


Trabzon’un 24. dönem Ak Parti Milletvekili adayları temayül yoklaması sonuçları açıklandı.



AK Parti 24. dönem Milletvekilliği aday adayları temayül yoklaması Trabzon Dünya Ticaret Merkezi’nde yapıldı.

Temayül yoklaması sonuçlarına göre;

1-Ahmet Metin Genç (1268)
2-Erdoğan Bayraktar (1065)
3-Ayşe Sula Köseoğlu (1049)
4-Ahmet Çubukçu (800)
5-Muhammet Balta(772)
6-Mehmet Çelik (695)
7-Oktay Saral (637)
8-Zeynep Çebi (479)
9-Yılmaz Büyükaydın (474)
10-Salih Cora(441)
**
Adem Keleş(82)
Adnan Cevher(367)
Ahmet Çubukçu(800)
Ahmet MetinGenç (1268)
Arif Korkmaz(197)
Aydın Bıyıkoğlu(111)
Ayşe SulaKöseoğlu (1049)
Berrin Karanis(140)
ErdoğanBayraktar (1065)
Hakan Usta(200)
Hasan Çebi(146)
İbrahim Keskin(72)
İsmail HakkıÇebi (63)
MazharYıldırımhan (303)
Mehmet Alemdar(76)
Mehmet Aslan(159)
Mehmet Çelik(695)
Mehmet Çevik(223)
Muhammet Balta(772)
Muhammet HamzaÇebi (61)
Mustafa Demir(135)
Mustafa Dursun(42)
Mükerrem Şahin(100)
Nevzat Çabuk(376)
Nuri Kabataş(103)
Nusret Yılmaz(299)
Oktay Saral(637)
Osman Kaya(205)
Pınar Özbayrak(191)
Salih Cora(441)
SebahattinYazıcı (133)
Selami Ateş(170)
YılmazBüyükaydın (474)
Zeynep Çebi(479)

Haber Kaynağı : www.haber61.net – 20.03.2011 Pazar 

AK PARTİ TRABZON'DA TEMAYÜL HEYECANI


AK Parti Trabzon’da bugün (20 Mart 2011 Pazar) temayül yoklaması heyecanı yaşanıyor. Oylama halen devam ediyor, saat 17.00' de oylama sona erecek.


Yaklaşan 12 Haziran milletvekilli seçimleri öncesi siyasi partilerde büyük hareketlilik var.


Aday adaylık başvurularının geçtiğimiz günlerde tamamlanan AK Parti'de bugün temayül yoklaması heyecanı yaşanıyor. AK Parti’de milletvekilliği için 40 aday adayı başvurusu yapıldı. Temayül yoklamasında yaklaşık 2 bin civarındaki teşkilat mensubu, milletvekilliği listesinde aday olarak görmek istediği 6 isim için oy kullanıyor.


Dünkü temayül yoklaması öncesi; AK Parti İl Yönetim Kurulu üyeleri, Trabzon Milletvekili aday adayları ile Cephanelik Restorant'ta bir araya geldiği toplantıya, TOKİ eski Başkanı Erdoğan Bayraktar, Mükerrem Şahin, Nuri Kabataş ve Adnan Cevher’in dışındaki bütün aday adayları tam kadro katıldı.


AK PARTİ'DE TEMAYÜL HEYECANI


Trabzon'da 34, Artvin'de 18, Rize'de 15, Bayburt'ta 12, Giresun'da 24 AK Parti milletvekili aday adayı, bugün teşkilat temayül yoklamasında, başbakanın gözüne girebilmek ve kendilerine milletvekilliği yolunu açabilmek için partilerinden destek isteyecek.


OYLAMA İŞLEMİ BAŞLADI


AK Parti Trabzon milletvekili aday adayı temayül yoklaması başladı. Oy verme işlemi sakin bir biçimde devam ederken adaylarda teşkilatlardaki arkadaşlarıyla sohbet ediyor ve son dakikalarını da oya çevirmeye çalışıyor.


TEMAYÜL YOKLAMASI TEK BAŞINA KRİTER DEĞİL


Seçim İşleri Başkanı Sait Gürsoy da, temayül yoklamasının usul ve esasları hakkında bilgi verdi.


Gürsoy; "Bu yoklamanın sonuçları adaylıkla ilgili değerlendirmede tek başına bir kriter teşkil etmediği gibi herhangi bir şekilde hak da teşkil etmez." diye konuştu.


KİMLER BAŞBAKAN'IN GÖZÜNE GİREBİLECEK?


Temayül yoklaması her ne kadar tek başına bir etken olmasada merkez için önemli bir seçim kaynağı.AK Parti merkezi teşkilatların sesini kulak arkası edemeyeceği bir gerçek.Bu oylamada öne çıkan isimlerin milletvekilliğinde özellikle sıralama konusunda Başbakana önemli fikirler verecek..


REKOR SAYIDA ADAY ADAYI


İşte temayüle katılan adayların alfabetik listesi !


ADEM KELEŞ
ADNAN CEVHER
AHMET ÇUBUKÇU
AHMET METİN GENÇ
ARİF KORKMAZ
AYDIN BIYIKLIOĞLU
AYŞE SULA KÖSEOĞLU
BERRİN KARANİS
ERDOĞAN BAYRAKTAR
HAKAN USTA
HASAN ÇEBİ
İBRAHİM KESKİN
İSMAİL HASAN ÇEBİ
MAZHAR YILDIRIMHAN
MEHMET ALEMDAR
MEHMET ARSLAN
MEHMET ÇELİK
MEHMET ÇEVİK
MUHAMMET BALTA
MUHAMMET HAMZAÇEBİ
MUSTAFA DEMİR
MUSTAFA DURSUN
MÜKERREM ŞAHİN
NEVZAT ÇABUK
NURİ KABATAŞ
NUSRET YILMAZ
OKTAY SARAL
OSMAN KAYA
PINAR ÖZBAYRAK
SALİH CORA
SEBAHATTİN YAZICI
SELAMİ ATEŞ
YILMAZ BÜYÜKAYDIN
ZEYNEP ÇEBİ


OY VERME İŞLEMİ NE ZAMAN BİTECEK, SONUÇLAR NE ZAMAN AÇIKLANACAK?


Oy verme işlemi akşam saat 17.00’ de sona erecek. Sonuçların ise akşam saat 20.00’lerı bulması bekleniyor. Oy verme işlemleri gizli şekilde kapalı zarf usulüyle yapılmakta. Sandıklardan çıkacak ilk 6'nın kimler olduğu merakla bekleniyor.


KAYNAK HABER: www.trabzondanbak.com - 20.03.2011 Pazar

NEVRUZ BAYRAMI ve MİLLİ BİRLİĞİMİZ




FİKRET UÇAR – 13.03.2011


NEVRUZ BAYRAMI ve MİLLİ BİRLİĞİMİZ

Orta Asya'dan Balkanlardaki uluslara kadar çok geniş bir bölgede yerel olarak kutlanan Nevruz, her milletin kendi kültür değerleriyle sembolleştirdiği, özü itibariyle baharın gelişinin coşkuyla kutlandığı bir gündür.

Nevruz Bayramı'nın Anadolu'da ve Türk kültürünün yayıldığı diğer bölgelerde de köklü ve zengin bir geçmişi vardır. Nev ve Ruz kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen ve yeni gün anlamına gelen Nevruz, kuzey yarımkürede başta Türkler olmak üzere birçok halk tarafından yılbaşı olarak da kutlanır.

Gece ile gündüzün eşit olduğu 21 Mart'ta güneş, kuzey yarımküreye yönelir. 21 Mart ile birlikte havalar ısınmaya, karlar erimeye, ağaçlar çiçek açmaya, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar. Bu nedenle 21 Mart bütün varlıklar için uyanış, diriliş ve yaradılış günü olarak kabul edilir.


Nevruz; Nevruz-i Sultani, Sultan Nevruz, Sultan Navrız, Navrız, Mart Dokuzu gibi adlarla da anılmaktadır. On iki Hayvanlı Türk Takviminde görüldüğü üzere Türklerde de çok eskiden beri bilinmektedir.

Türklerde Nevruz, bir kurtuluş günü, Ergenekon’dan çıkış olarak kabul edilmektedir. Nevruz, özbeöz bir Türk bayramıdır. Temeli beş bin yıllık Türk tarihiyle bir olan Nevruz; Türkler’de bir tabiat, varoluş, diriliş bayramı olarak algılanmıştır. Bunun içindir ki Nevruz’un diğer bir adı da Ergenekon’dur.

Nevruz’un diğer bir adının Ergenekon olmasının nedeni, toprağın yağmurlarla ıslanıp sonra üzerinin karla kaplanıp kısa bir ölüm uykusuna yatması ve daha sonra baharın gelmesiyle yeniden canlanıp dirilmesi, aynı Türkler’in 400 yıl boyunca dört tarafı yüksek dağlarla kaplı bir vadide sıkışıp daha sonra dağları aşıp hürriyetlerine kavuşması yani yeniden dirilmesi olayına benzetilmesindendir. Orta Asya'daki Türk topluluklarından Azeri, Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek, Tatar, Uygur, Anadolu ve Balkan Türkleri Nevruz geleneğini canlı olarak günümüze kadar yaşatmışlardır.


Kürtlerde de Nevruz’a şöyle bir bakalım. Birçok Kürt şair ve yazarın da eserlerinde yer alan Nevruz’u Kürtler 18 ile 21 Mart arasında kutlarlar.

Bu bayram ile Kürtler çoğunlukla şehir dışındaki bölgelerde ve açık alanlarda bir araya gelir ve yaklaşmakta olan ilkbaharı kutlarlar. Kadınlar rengârenk elbiseler giyerler ve başlarına pullarla süslenmiş ışıltılı örtüler örterler. Topluluk büyük bir ateş yakar ve bu ateşin etrafında yöresel halk oyunları oynayarak ya da üstünden atlayarak, büyük bir coşkuyla bu bayramı kutlarlar.

Kürt yazar Musa Anter’e göre Nevruz aslında Kürtlerde ilk başlarda 31 Ağustosta kutlanıyordu ancak daha sonra Arap Takviminin kabul edilmesiyle bu kutlamalar Mart ayına kaymıştır. Kürtler Nevruz’u Kürtçe olarak, Newroz pîroz be! (Nevruz kutlu olsun!) ya da Bijî Newroz! (Yaşasın Nevruz!) diyerek selamlarlar. Ateş üstünden atlamak bir Nevruz geleneğidir.


Kürtlerde nevruzun Demirci Kawa Efsanesi’ne dayandığına inanılır. Kürt mitolojisindeki Kawa efsanesine göre, günümüzden 2500 yıl öncesinde Zuhak (Bazı kaynaklara göre Dehak) adında Asurlu çok ama çok zalim bir kralın idaresi altında yaşayan Kawa adında bir demirci vardı. Bu kral her gün omuzunda bulunan iki yılanı beslemek için Kürtlerden iki genci sarayına kurban olarak getirtip öldürtüyor ve beyinlerini yılanlarına yemek olarak veriyordu. Aynı zamanda bu canavar kral ilkbaharın gelmesini de engelliyordu(!).

Bu zulümden bıkan ve bir şeyler yapmak isteyen Armayel ve Garmayel adlı iki kişi kralın sarayına mutfağa aşçı olarak girmeyi başarırlar. Kralın yılanlarını beslemek için getirilen gençlerden sadece birini öldürüp diğerinin saraydan kaçmasına yardımcı olurlar. Böylece ellerindeki bir insan beyni ile kestikleri bir koyunun beynini karıştırarak yılanlara vererek her gün bir çocuğun kurtulmasını sağlalar. İşte bu kaçan kişilerin Kürtlerin ataları olduğuna inanılır ve bu kaçan gençler Kawa adlı demirci tarafından gizlice eğitilerek bir ordu haline getirilirler. Böylece Kawa’nın liderliğindeki bu ordu bir 20 Mart günü zalim kralın sarayına yürüyüşe geçer ve Kawa, kralı çekiç darbeleri ile öldürmeyi başarır. Kawa etraftaki tüm tepelerde ateşler yakar ve yanındakilerle birlikte bu zaferi kutlarlar. Böylece Kürt halkı zalim kraldan kurtulmuş olur ve ertesi gün de ilkbahar gelir.


Bu kadar ayrıntılı bilgiden sonra özellikle ülkemizdeki Nevruz kutlamalarının bugünkü durumuna da şöyle bir bakmakta fayda var. Memleketin her köşesinde isteyen istediği gibi eğlenip kutlamalarını yapabilmektedir. Bu milletin kahır ekseriyetinin bu topraklarda milli ve manevi değerlerini özgürce yaşadığı gerçeğinin yanında, farklı etnik kökene sahip insanların da kendi kültürlerini yaşayabilmelerinin önünde hiçbir engel yoktur.

Daha düne kadar hiç kimsenin tahmin bile edemediği ölçüde isteyen herkes yüksek perdeden siyasi düşüncelerini dillendirmektedirler. Özgürlüğün bundan daha ötesi nedir diye sormak lazım.

Terörize edilmediği sürece mevcut duruma kimsenin her hangi bir şey dediği de yok. Ancak Nevruz’un, anadilde eğitim, yerel meclisler ya da farklı adlarla önlerine çıkan her fırsatta, sivil itaatsizlik, serhildan gibi ayaklanma provası veya isyan düşüncesini kitleler nezdinde canlı tutma çabaları dikkatten kaçmamaktadır. Bu duruma uzun süre izin verilmesi düşünülemez.

Demokratik özerklik, öz savunma güçleri ve özgürlük savaşçısı gerilla gibi ayrılıkçı unsurları sahiplenmeler kesinlikle hak arama değildir. Zaten aynı merkezden idare ediliyor izlenimi veren bütün bu olup bitenler, devletin temeline dinamit koymaktan başka bir şey değildir. Hiç kimse devletin bütün imkânlarını kullanarak, hainlik yapma hakkına sahip olamaz. Ne zamandan beri devlete isyan provaları insan haklarından kabul edilmeye başlanmıştır. Kaldı ki, güneydoğu halkının kahır ekseriyeti devletinin yanındadır.


Devlet ve milleti bir arada tutan değerlere sahip çıkan bütün güneydoğu halkı dinin kutsal değerlerine saldıranlara, artık siz bizi temsil edemezsiniz, artık düşün yakamızdan demelidir.

Dinin emirleriyle dalga geçen, Hz. Peygamber’e ağıza alınmayacak hakarette bulunan, hak hukuk tanımayan, hakkınızı savunacağım diyerek, özellikle güneydoğuyu yaşanmaz hale getiren bunlar değil mi?

Bunların ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda bölge insanına bu güne kadar ne faydaları olmuştur, gözyaşı ve acıdan başka? PKK hareketi, Kürtler'in Müslüman kimliği üzerinde sürdürülen bir operasyon mudur diye insan düşünmeden edemiyor.

Kürt kimliği, İslam’ın yüksek değerlerinden uzaklaştırıldığı takdirde, yabancı güçlerin bu topraklardaki operasyonu çok daha kolaylaşacaktır. Anlaşılacağı üzere PKK kadroları, en büyük terörü, Kürt toplumu üzerinde uygulayarak, zoraki bir kimlik dönüşümünü gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Aslında bunlar, Kürtlere dost da değiller.


PKK ve destekçileri, Orhan Miroğlu gibi, Muhsin Kızılkaya, Mehmet Metiner, Kemal Burkay gibi aydınlara, Şivan Perver gibi sanatçılara, Galip Ensarioğlu gibi siyasetçi ve işadamlarına, Mehmet Emin Aktar gibi hukukçu aydınlara karşı tehditler savuruyor. Bu da kendi hesaplarına ters gelen bütün gelişmelere düşmanca tavır almalarının somut bir göstergesidir. Farklı düşünceleri ifade eden Kürt asıllı bile olsalar onlar için fark etmiyor.

O halde, bu topraklar üzerinde kimsenin ameliyat yapmasına milletçe müsaade edilmemelidir. Bu ihanet tablosu 30 bin masum can, 20 bin yaralı ve milyarca doların zayi olmasına sebep olmuştur.

Bütün dünya biliyor ki yüce milletimizin sabrı bir taşarsa önünde hiçbir güç duramaz, yok olur gider.

Allah (CC) millet ve memleketimizi her türlü iç ve dış tehlikelerden korusun. Yüce milletimizin kutsallarına tuzak kuranların tuzaklarını kendi başlarına makûs eylesin. Birlik ve beraberliğimizi ilelebet daim eylesin. Memleket ve milletimizi yüceltsin.

Bu duygu ve düşüncelerle Allah’a emanet olun.


FİKRET UÇAR – 13.03.2011 Pazar
fikrethoca61@hotmail.com

19 Mart 2011 Cumartesi

ÇANAKKALE ŞEHİDİNDEN AĞLATAN MEKTUP


Çanakkale'de şehit düşen üsteğmenin eşine gönderdiği mektup, herkesi gözyaşlarına boğdu.

 

HABER: www.timeturk.com

Tarihe 'dünyayı yenenlerin yenildiği savaş' geçen Çanakkale Zaferi'nin üzerinden tam 96 yıl geçti. Bu eşsiz destanı anlatmak için şimdiye kadar binlerce şiir, kitap yazıldı, onlarca film çekildi. Fakat dışardan yazılan hiçbir şey 'cepheden gönderilen asker mektupları' kadar duygulandıramadı.



"MEKTUP OKUYANLARI AĞLATTI"


Maltepe Belediyesi'nin düzenlediği 'Ana ben gidiyom düşmana karşı' başlıklı Çanakkale Sergisi'nde sergilenen bir MEKTUP okuyanları gözyaşına boğdu. NTV Tarih yazarı araştırmacı / koleksiyoner Dr. R. Sertaç Kayserilioğlu'nun kolleksiyonundan oluşan sergiyi 50 bin kişi gezdi.

MEKTUP ULAŞTI, ŞEHİT OLDU


Vatan'ın haberine göre, Gümüşhane'nin Şiran ilçesinden Üsteğmen Zahit, cephede kurşun yağmurları altında savaşırken Aziziye ilçesinin Kılıç Mehmet Bey köyünden Ahmet Efendi'nin kızı, eşi Hanife Hanım'a bir mektup yazmıştı.


Üsteğmen Zahit, 'vasiyetim' dediği mektubu yazdıktan kısa bir süre sonra 9 Ocak 1916'da şehit oldu. Yıllar sonra ortaya çıkan o mektubun içinden şehit üsteğmenin küçük kızı Nahide'nin kırmızı kurdelayla bağlı bir tutam saçı da çıkmıştı.

İşte o mektuptan duygu dolu satırlar...

"YÜKSEK SESLE AĞLAMA"


"Bu günlerde her zamankinden daha önemli muharebelere gireceğiz. Bilirsin, her muharebeye giren ölmez. Fakat eğer ben ölürsem sakın gam yeme... Beni ve seni yaratan Allah bizi nasıl dünyada birbirimize nasib etti ise, benden şehitlik rütbesini esirgemediği takdirde, elbette, ruhlarımızı da birbirine kavuşturur. Vatan yolunda şehit olursam bana ne mutlu.


Ancak, sana bir vasiyetim var: Birincisi benim için kat'iyyen ağlama... Eşyamın listesi ilişikte. Bunları sat, ele geçecek paradan "mihr-i muaccel" ve "mihr-i müeccel" ini al, üst tarafı ile bana bir mevlüt okut. Eğer bunlar sana borcumu ödemezse hakkını helal et ve ilk gece aramızda geçen sözü unutma... Vasiyetimi aldığınız zaman yüksek sesle ağlamanıza razı değilim."



ÇANAKKALE ZAFERİ'NİN 96. YIL DÖNÜMÜ



Türkiye, bugün bir kez daha Mehmetçik'in 96 yıl önce yazdığı Çanakkale Geçilmez Destanı'nın haklı gururunu ve coşkusunu yaşayacak. İlk tören 18 Mart Stadyumu'nda gerçekleşecek. Öncesinde saat 08.30'da Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenkler sunulacak. Saat 09.30'da ise Stadyumdaki tören başlayacak.

BAYRAĞIN ALTINDA MADALYA


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı törende ilk olarak üzerinde 'Çanakkale Geçilmez' yazan altın madalya Türk Bayrağına takılacak. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı eşliğinde altın madalyanın takıldığı Türk bayrağı göndere toka edilecek.


Program, konuşmaların ardından resmi geçit töreni ile sona erecek. Başbakan Erdoğan, Stadyum önünde, '250 Bin Cana Hayat Verin' adlı kan bağışı projesini başlatacak.

ŞEHİTLERE ANMA


İkinci tören ise Şehitler Abidesi'nde yapılacak. Türkiye'nin dört bir yanından gelen vatandaşların katılımıyla gerçekleşen tören saat 14.30'da başlayacak.

BOĞAZDA RESMİ GEÇİT


Kutlama programı kapsamında Şehitler Abidesi'ndeki tören sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri unsurları tarafından Çanakkale Boğazı'nda Denizde Resmi Geçit töreni icra edilecek. Tören geçişinin tamamlanmasından sonra Şehitler Abidesi semalarında Türk Yıldızları tarafından gösteri uçuşu gerçekleştirilerek törenler son bulacak.

LİDERLERİN ÇANAKKALE ZAFERİ MESAJLARI


* Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: "Türk milletinin birlikte yaşama iradesi, vatan ve bayrak sevgisi Çanakkale'de olduğu gibi tarihin her safhasında bizleri güçlü ve muzaffer kılmıştır.


Eğer önümüze koyduğumuz büyük hedefleri yakalamak istiyorsak, bu ruhu her zaman koruyabilmeli ve aramıza nifak sokmaya çalışanlara fırsat vermemeliyiz"

* Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: "Bizler bugün, şehitlerimizin fedakârlıklarıyla kazanılmış bu vatan toprakları üzerinde yeni bir gelecek inşa ediyoruz.


İnanıyorum ki bizi millet yapan yüksek değerlerimize sıkı sıkıya bağlı kaldıkça, aramızdaki ihtilafları bertaraf edip ittifak noktalarımızı güçlendirdikçe, türkiye gelecekte hak ettiği gerçek yeri alacaktır."

* CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: "96 yıl önce 'Çanakkale geçilmez' dedik. 96 yıl önce sadece kahramanlık değil, insanlık destanı yazdık."

* Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner: "Dün bağımsızlığına kast eden düşman orduları karşısında kanının son damlasına kadar çarpışan Mehmetçikle bugün aynı yüksek ruha sahip Türk Silahlı Kuvvetleri, üstün bir vazife bilinci, disiplini, güçlü yapısı ve nitelikli personeliyle ulusunun hizmetinde; ülkesinde huzur ve güvenin, bölgesinde de barışın teminatı olmaya devam etmektedir"




KAYNAK: www.timeturk.com - 18 Mart 2011 Cuma - 18:31