24 Mart 2011 Perşembe

YAŞLILARIMIZ UNUTULMADI


Trabzon Valiliği tarafından 18-24 Mart tarihleri arasından kutlanan ‘Yaşlılar Haftası’ münasebetiyle Huzurevi sakinlerine yemek verildi.



Yaşlılar Haftası münasebetiyle düzenlenen yemeğe Trabzon Vali Yardımcısı Mahmut Halal, Sosyal Hizmetler İl Müdürü Selim Çelenk, huzurevi çalışanları ve huzurevi sakini katıldı.


Yaşlılarımızın dün ve bugün arasında köprü görevi gördüğünü ve onların bizim en değerli varlıklarımız olduğunu kaydeden Vali Yardımcısı Halal;


Yaşlılarımız dün ile bugün arasında köprü kuran, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan en değerli varlıklarımızdır. Bizleri bugünlere ve geleceğe hazırlayan yaşlılarımız için hayatı kolaylaştırmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak devletimizin öncelikli görevleri arasındadır” dedi.



Devlet olarak yaşlılara gereken değer ve önemi verdiklerini kaydeden Vali Yardımcısı Halal, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:


“Yaşlılara göstereceğimiz sevgi ve saygı gelecek kaygılarımızı azaltacaktır. Hangi yaşta olursa olsun tüm fertlerin hayata güvenle bakmalarını sağlayacaktır. Yaşlılarına gereken önemi vermeyen, onlara sahip çıkmayan ihtiyaç duydukları sevgi ve saygıyı kendilerinden esirgeyen bir toplumun huzur ve güven içinde olması mümkün değildir. Toplumumuzda kültürümüzden kaynaklanan kuvvetli aile bağları nedeniyle çocuklarımızın geleceği ne kadar önemliyse yaşlılarımız da bizim için o kadar önemli ve değerlidir” dedi.



Yemekte çalan canlı müzik eşliğinde oyun oynayan yaşlılar gönüllerince eğlendiler. (VB – 24.03.2011 Perşembe)

ALAATTİN ALTUNTAŞ’I ALLAH KORUDU


Akçaabat’a bağlı Doğanköy Beldesi halkından Alaattin Altuntaş, motosiklet çarpması sonucu ağır yaralandı.




Akçaabat’a bağlı Doğanköy Beldesi halkından Alaattin Altuntaş, 23.03.2011 Çarşamba günü komşu belde Dörtyol’da kahvehanede bir süre oturduktan sonra yakınları ve arkadaşlarıyla birlikte yaya olarak Doğanköy’deki evine dönerken Doğanköy Beldesinin kuzey girişindeki Kaban Mevkiinde; bir motosikletin çarpması sonucu ağır yaralandı. Ağır yaralanan Alaattin Altuntaş, derhal Akçaabat Devlet Hastanesine ve oradan da Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine ve oradan da Beyin Cerrahi Polikliniğe kaldırıldı.

Sağlık durumu iyi görünen Alaattin Altuntaş, aldığı darbeler nedeniyle başı sarılmış ve sol kolu kırıldığından alçıya alınmıştır.


Kazada hafif yaranan motosiklet sürücüsü Yakup Ö. ise kaldırıldığı Akçaabat Devlet Hastanesinde ayakta tedavi edildikten sonra taburcu edilmiştir.


Edinilen bilgiye göre; yaralı Alaattin Altuntaş, sürücüden şikâyetçi olmamıştır.


HABER-FOTO: Muhammet YAVRUOĞLU – T.H.A - 24.03.2010 Perşembe

BASKIN ZAM, YASALLAŞTI! AMA HİÇ KİMSE MEMNUN DEĞİL

TESOB’un Dolmuş zammına karşı çıkmasına rağmen Valilik emriyle Trabzon Belediyesi, Zammı yasallaştırdı. Buna göre; Siviller 1 lira 50 kuruş, Lise ve ilköğretim okulu öğrencileri 1 lira 10 kuruş Üniversite öğrencileri 1 lira 20 kuruş


TESOB’un karşı çıkmasına rağmen Şoförler Cemiyeti tarafından yapılan baskın şehir içi dolmuş zammı gerginliğine Valilik el koydu.


5393 sayılı kanuna göre; görev verdiği belediye meclisi dün olağan üstü toplanıp TESOB’un reddettiği Şoförler Odasının istediği zam talebini aldığı kararla onayladı.


ÇELİŞKİ, ŞİMDİLİK SONA ERDİ


Trabzon’da dolmuş zammı karmaşasına neşter! Önceki gün Valilik kanalıyla gelen yazı üzerine Belediye Meclisini Olağanüstü toplantıya çağıran Başkan Gümrükçüoğlu, konunun Belediye Meclisi’nde görüşülmesini sağlayarak ortaya çıkan kaos ortamının sona ermesini sağladı. Mecliste oylamaya sunulan zam tarifesinde CHPli meclis üyeleri ‘ÇEKİMSER’ kalırken AK Partililer ‘EVET’ dedi.


YÜZDE 20 ARTIŞ


Meclis kararını açıklayan Başkan Gümrükçüoğlu, 5393 sayılı kanuna göre karar aldıklarını belirterek;


“2008 yılından beri geçen üç yıllık süreçte Trabzon’da dolmuş ücretlerine zam yapılmadı. Yaptığımız piyasa araştırmalarında akaryakıt, tamir ve bakım maliyetlerinde yüzde 12 ile yüzde 30 arasında bir artışın ortaya çıktığı görülmüştür. Yapılan değerlendirmeler sonucu dolmuş ücretlerinde yüzde 20 oranında artış yapılması karara bağlandı” diye konuştu.


Böylece dolmuş zamları siviller için 1 lira 50 kuruş, Lise ve ilköğretim okulu öğrencileri için 1 lira 10 kuruş, Üniversite öğrencileri için de 1 lira 20 kuruş oldu.


Y.Kaynak: www.karadenizgazete.com.tr - 23 Mart 2011 Çarşamba

'HAÇLI SEFERİ' DİYENLERE TEPKİLİ! ANCAK…


'HAÇLI SEFERİ' diyenlere Bakan tepkili! Ancak; Türk halkı Bakan Davutoğlu dibi düşünmüyor…


Önce Tunus, sonra Cezayir, Mısır ve daha sonra Müslüman Arap Ülkelerine sıçrayan ve Libya’da doruğa çıkan halk ayaklanmasına karşı Bazı Hıristiyan ülkelerin havadan ve denizden ağır silahlarla saldırısına karşı yine Hıristiyan ama insaflı bazı ülke liderleri HAÇLI SALDIRISI olduğunu belirtmelerine ve hatta bizzat saldırıda bulunanların Haçlı Saldırısı olduğunu bildirmelerine rağmen Saygıdeğer Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, Haçlı Seferi yorumuna şiddetle karşı çıktı.


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Libya'ya düzenlenen operasyonun komuta ve kontrol sisteminin tamamıyla, sanki Hıristiyan Ülkelerin Silahlı gücü değilmiş gibi NATO tarafından üstlenilmesi gerektiğini söyledi.


Sayın Davutoğlu’nun Türkiye’de işinin ehli en iyi bakanlardan olmasına rağmen bu şekilde davranması ne yaman bir çelişki!. Yoksa Türk halkından gizlenen bir şeyler mi var?


Türkiye’nin Libya’ya ya da başka bir ülkeye emperyalistlerle birlikte müdahalesine veya Türkiye’nin dışında müdahalede bulunmasına Türk Halkı şiddetle karşıdır. Zaten halk duyduğu büyük hoşnutsuzluğu gizlemiyor.


Zira halk, Batılı Güçlerin Libya’da barış değil, petrol yataklarına el koymak ve ayrıca güneş enerjisi alanları edinmek için Libya’yı işgal etmek istediklerini biliyor.

**



DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUTOĞLU, BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayid el Nahyan ile konutunda yaptığı görüşmenin ardından bir basın toplantısı düzenledi.


Libya'da BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı 1973 sayılı karar çerçevesinde ateşkesin acilen sağlanması gerektiğini belirten Davutoğlu, bu çerçevedeki temaslarının sürdüğünü belirterek, NATO içindeki müzakerelerin devam ettiğini belirtti.


Biraz önce NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ile görüştüğünü kaydeden Davutoğlu;


"Biraz sonra da kendi talepleri üzerine ki Genel Sekreterin de kendi talebiydi, Fransız, İngiliz ve Amerikan dışişleri bakanlarıyla görüşmeler gerçekleştireceğim" dedi.


ATO'nun Libya'da üstleneceği rol konusundaki tutumlarının açık olduğunu dile getiren Davutoğlu;


"Biz böylesi bir operasyonun komuta ve kontrol sisteminin tamamıyla NATO tarafından üstlenilmesi ve sadece NATO yetkililerince koordineli olarak yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz.


Ve bütün bu operasyonun BM Güvenlik Konseyi prensipleri etrafında ateşkesi sağlayıcı, sivil kayıpları önleyici nitelikte olması elzemdir ve gereklidir.


Bir taraftan NATO görevi üstlenirken diğer taraftan buna paralel ve ayrı bir operasyonun koalisyon güçlerince yürütülmesini doğru bulmayız.


Hele hele bazı yetkililerce son derece yanlış bir şekilde kullanılan 'Haçlı' kavramları gibi kavramlarla yürütülen bir operasyonun sorumluluğunu paylaşmamız mümkün değildir" diye konuştu.


Y. Kaynak: www.haber61.net - 23 Mart 2011 

BÖLGEMİZDE MEVSİMLER ŞAŞTI: AĞAÇLAR MEVSİM DIŞI MEYVE VERDİ


Hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği Bölgemizde, bazı meyve ağaçları yalancı bahara aldanarak çiçek ve tomurcuk açtı ve hatta bazı erik ve karayemiş ağaçları meyve verdi.





Doğu Karadeniz’de son günlerde hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi üzerine bazı ağaçlar çiçek açtı. Hafta sonu etkili olan sis, yüksek kesimlerde yerini kara bıraktı. Ancak yalancı bahara aldanarak açan çiçekler, beyaz örtü altında kaldı ve hatta mevsimler öyle şaştı ki, bazı erik ve karayemiş ağaçları meyve verdi.



Akçaabat’a bağlı Doğanköy Beldesi Kurum Mevkiinde yaşayan Ali Rıza Türkyılmaz’ın, Çaykara’da yaşayan Mustafa Çatal’ın ve Akçaabat Yaylacık Mahallesinde yaşayan Hacı Kadir Özen’in bahçelerinde normal şartlarda ilkbahar mevsiminde çiçek açması ve yaz mevsiminde meyve vermesi gereken erik ve karayemiş ve diğer bazı meyve ağaçlarının, Aralık ayından bu yana çiçek açıp tomurcuklanmaları ve hatta meyve vermeleri şaşkınlıkla karşılandı.



Bunu görenler; ''Kış aylarında olmamıza rağmen erik ağaçlarının hava sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesinden dolayı çiçek ve meyve vermesi ve hatta kiraz, dışbudak ve kızılcık gibi ağaçların tomurcuklanmaları çok şaşırtıcı. Bu durum normal değil.


Aynı durumun fındık ocaklarında da yaşanmaya başlaması endişelerimizi arttırıyor. Zira geçtiğimiz yıllarda fındık ağaçlarının erken çiçek ve yaprak açmasından ve ardından yaşanan don olayından dolayı büyük zarar yaşanmıştı. Bu yıl da benzer olayla karşılaşmaktan korkuyoruz'' dediler.

HABER: Muhammet YAVRUOĞLUT.H.A -24.03.2011 Perşembe

FOTOĞRAFLAR: Mustafa ÇATAL – Muhammet YAVRUOĞLU

TÜRKİYE'NİN SONU ‘ENDÜLÜS’ GİBİ OLMASIN


İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel 19 Mart 2011 tarihinde Bayrampaşa’da “İstiklâl Marşı’nın Hayatımızdaki Yeri” başlıklı bir konferans verdi.


www.timeturk.com - 23 Mart 2011 Çarşamba


Haber Merkezi / TİMETURK


İsmet Özel, konuşmasına İstiklâl Marşı’nın hayatımızda bir yere sahip olmadığını, İstiklâl Marşı Derneği’nin de İstiklâl Marşı’na hayatımızda bir yer açma isteğiyle varlık kazandığını beyan ederek başladı. ‘Hayatımız’ın ne olduğu hakkında bizim için yapılan tarifler dışında bir fikrimizin olmadığını ifade eden Genel Başkan İsmet Özel, Maslow’un ortaya attığı ‘ihtiyaçlar hiyerarşisi’ gibi tanımlamalarla hayatımızın ne olduğunu öğrenmek durumunda kalışımızın çarpıklığına temas etti.


Aynı şekilde İktisat disiplini için yapılan “sınırsız ihtiyaçların mahdut imkânlarla dengelenmesi” şeklindeki tanımlamanın da gerek “sınırsız ihtiyaçlar” gerekse “mahdut imkânlar” ifadeleri dolayısıyla baştanbaşa yalan olduğunu vurgulayarak, Allah’ın “ihtiyaçlarımız” olarak söylenen şeylerin çok daha fazlasını bize bahşetmiş olduğunu hatırlattı.


Konuşmasında, mevzubahis “ihtiyaçlar hiyerarşisi” ile bağlantılı tasnif tablolarına da değinen Genel Başkan İsmet Özel, insanların bütün bu tasnifleri kolaylıkla benimsiyor olmalarını yüksek duygularla kendilerini rahatsız etmek istememelerine hamlettiğini ifade etti. Bu tasniflerin, sosyal hayattaki ve çalışma hayatı içerisindeki esaretimizi sevimli göstermek amacına matuf olduğunu da sözlerine ekledi.


Genel Başkan İsmet Özel, bir dar görüşlülüğe, bir hamlığa, bir ahmaklığa hapsolduğumuzu ve bu hapishaneyi beğenilir bulmamız için yapılan böylesi izahatlardan destek alarak, yaşadığımız sefilâne hayatın, mevcut istikameti içerisinde ilerleyerek iyileşebileceğini vehmettiğimizi ifade etti. Neticede bu izahatların, tasniflerin, tariflerin insanları tam manasıyla bir Hıristiyan haline getirmeye yaradığını söyleyerek, Türkiye’de gizli bir Hıristiyanlaşma faaliyetinin de yürürlükte olduğunu beyan etti.


TÜRKİYE’NİN DOĞUŞU, GAYRİMÜSLİM DÜNYANIN GERİLETİLMESİDİR


İstiklâl Marşı’nın bizim bir vatan sahibi olmamızı sağlayan metin olduğunu ifade eden Genel Başkan İsmet Özel, Türkiye’nin bugünkü sınırlarına kadar İslam tarihinin seyrini gösteren bazı haritalar göstererek, Asr-ı Saadet’ten sonraki coğrafi genişlemenin, Asr-ı Saadet’teki fütuhatı büyük ölçüde geride bırakmış olmasına dikkat çekti.


Resulullah’ın (S.A.V.) sağlığında Müslümanlık dışındaki bir hayatın Müslümanlık olduğuna kimseyi inandırma imkânı olmadığını, ancak daha sonra işlerin tersi istikamette kolaylaştığını ifade etti. Genel Başkan İsmet Özel, Asr-ı Saadet’ten sonra gerçekleşen fütuhatın “İslâm’ın yayılması” manasına müteveccih olduğunu, ancak bugün Türkiye olarak bildiğimiz topraklarda yapılan fütuhatın daha üstün bir manayı; gayrimüslim dünyanın geriletilmesi ve gücünün sıfırlanması manasını taşıdığını ifade etti.


Bu topraklarda ortaya çıkan Türk hayatının, Müslüman hayatı demek olduğunu, üstün ve özenilir bir hayat olmasından dolayı Batı medeniyetince intikam alındığını söyledi. Genel Başkan İsmet Özel, bugün bu üstün ve özenilir hayatı yaşamadığımızı da sözlerine ekledi.


ABD ÖNCE AKP’Yİ İKTİDARA GETİRDİ, ARDINDAN TÜRKİYE’Yİ İŞGAL ETTİ!


Ali Rıza Paşa kabinesince Misak-ı Millî olarak kabul edilen Türkiye sınırlarının Batı’da, bugünkü Bulgaristan’ın büyük kısmını, Selanik’e kadar bütün Batı Trakya’yı; Güney’de ise Musul, Kerkük, Erbil ve Süleymaniye’yi kuşattığını hatırlatan Genel Başkan İsmet Özel, Amerika Birleşik Devletleri’nin, 2002 yılı Kasım ayında önce AKP’yi iktidara getirdiğini, 2003 yılı Mart ayında ise, Misak-ı Millî sınırları içinde olan Türkiye’yi işgal ettiğini beyan etti.


İstiklâl Marşı sayesinde yapılabilen Sakarya Meydan Muharebesi’nin insanların değil, meleklerin zaferi olduğu hakikatine de temas eden Genel Başkan İsmet Özel, fiilî ve fizikî şartlar itibariyle Türk ordusunun gâvur ordusunu yenilgiye uğratmasının imkânsızlığını hatırlattı.


Zafer sonrasında nankörlük etmemiş olsaydık bugün bütün dünyanın imreneceği bir millet hayatına kavuşabileceğimizi, ancak zaferden sonra Türkiye’de tesis edilen idare tarzının, Türkiye’nin kendini çekip çevirebilmesi imkânlarını geçersiz bırakacak şekilde yürüdüğünü, devletin dokunulmazlığının millet hayatının inkıyad ettirilmesiyle idame ettirildiğini dile getirdi.


İsmet Özel, “Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakkın” mısraının, sadece sınırların tahkim edilmesinden ibaret bir haber olmadığını; faik, mümtaz, üstün bir hayatın tesis edilmesine de müteveccih olduğunu kaydetti.


TÜRKİYE’NİN SONU ENDÜLÜS GİBİ OLABİLİR !


Bugün İstiklâl Marşı’nın teklif ettiği programın yürürlüğe sokulmaması halinde çok kısa bir zaman sonra Türkiye’nin haritadan silineceği ve farklı organizasyonların yerini alacağını ifade eden Genel Başkan İsmet Özel, Endülüs Emevilerİ’nin başına gelene benzer bir sonun Türkiye’nin de başına gelmesinin sürpriz olmayacağını söyledi.


Dünyanın aldığı istikamet dikkate alınmaksızın Türkiye’de hiçbir şey yapılamayacağını, bunun ya reddi ya da kabulü yönünde bir tavrın kaçınılmaz olduğunu dile getiren Genel Başkan İsmet Özel, 12 Haziran’daki seçimlere katılacak siyasi partilerin hiçbirinin, küreselleşmenin üç temel prensibi olan “Demokrasi”, “İnsan Hakları” ve “Serbest Piyasa Ekonomisi”ni reddetmediğine dikkat çekti.


İstiklâl Marşı Derneği’nin, bu dayatmayı reddetmeyi becerebilen bir inisiyatif üretmeye çalıştığını; bunun için de İslâmiyet’in, Asr-ı Saadet’ten bu yana sadece bir iktidar aracı olarak kullanımına tepki gösterilmesini teklif ettiğini söyledi.


Genel Başkan İsmet Özel, İslamiyet’in bir itikadî yükseklik olarak anlaşılmaması halinde Küreselleşme belasının defedilmesine imkân olmadığını da sözlerine ekleyerek, İslâm tarihi boyunca halk ile devlet arasındaki ilişkinin sürekli olarak devlet lehine ve ümmet menfaatleri aleyhine işlemiş olmasına dikkat çekti.


Bilhassa Emevi iktidarı döneminde İslâm’ın teklif ettiği şeylerle devlet mekanizmasının dayattığı hayat arasındaki fark sebebiyle tasavvufun doğduğunu; insanların, itikadî derinliğin tadılabildiği bir hayatı bu şekilde aramaya yöneldiklerini ifade etti. İsmet Özel, bütün imkânların Müslümanların dışındakilere tahsis edildiği bir zamanda, İstiklâl Marşı Derneği’nin, millet olma inisiyatifinin öne çıkarılmasını murad ettiğini söyledi.


Türkiye’de yeniden bir millet inisiyatifinin baş gösterip gösteremeyeceği sorusuna ise peşinen cevap vermenin mümkün olmadığını; bu imkânın, yaşandıkça mümkün olacak,


Canlı tutuldukça canlılığını koruyabilecek bir şey olduğunu dile getirdi. Bu yolda, önce milleti millet yapan şeylerin anlaşılması gerektiğini söyleyen Genel Başkan İsmet Özel, 1928’de terk etmek zorunda kaldığımız yazı ile doğmuş bir millet olduğumuzu hatırlatarak bu manada İstiklâl Marşı Derneği’nin okuryazar olmayı son derece ehemmiyetli gördüğünü beyan etti.


Genel Başkan İsmet Özel, İstiklâl Marşı’nın kırk bir mısraıyla, millet inisiyatifinden başka çıkış yolu olmadığını anlattığına dikkat çekerek konuşmasını tamamladı.


Kaynak: www.timeturk.com - 23 Mart 2011 Çarşamba - 12:45

'MESCİD-İ AKSA'DA NAMAZ KILMALIYIZ'


Mavi Marmara aktivistlerinden, Kudüs Muhafızı Şeyh Raid Salah Konya’ya düzenlediği ziyaret kapsamında MÜSİAD Konya Şubesi’ni de ziyaret etti.



www.timeturk.com - 23 Mart 2011 Çarşamba


Haber Merkezi / TİMETURK


Heyete ev sahipliği yapan, MÜSİAD Konya Şubesi Başkan Vekili Mehmet Ali Korkmaz, misafirlere bir selamlama konuşması yaptı.


Korkmaz konuşmasında; Kudüs Muhafızı Şeyh Raid Salah’ı MÜSİAD’da ağırlamaktan dolayı mutluyuz. Burada bulunmanız ile unutmadığımız ve unutmayacağımız 31 Mayıs gününü bizlere bir kez daha anımsatmış oldunuz. 31 Mayıs günü, insanlık tarihine işlenen suç olarak tarihteki yerini almıştır.


Biz MÜSİAD Konya Şubesi olarak Mavi Marmara’ya düzenlenen saldırı gününü ‘Mavi Özgürlük Günü’ olarak ilan ettik. Bu kapsamda saldırı sonrası bir dizi etkinlikler yaptık. Kamuoyunun zihninde hep var olması için de bu etkinliklerimizi her yıl düzenleyeceğiz.


Temennimiz; tüm dünyada kardeşliğin, barışın ve huzurun yaşanacağı günleri Rabbimizin bizlere yaşatmasıdır. Bu günlerin yakın olduğunu biliyor, Filistin’in özgürlüğüne kavuşacağına can-ı gönülden inanıyoruz” dedi.


Selamlama konuşmasının ardından tercüman vasıtasıyla bir hadis ile konuşmasına başlayan Şeyh Raid Salah:

“Ey Bilal! İnfak et. Arşın sahibi olan Allah’ın azaltacağından korkma! Diye buyuran yüce peygamberin ümmetiyiz. Ne mutlu bizlere ki onun dini üzereyiz. Yüce peygamber okuduğum hadis-i şerifte İslam dini ile şereflenen Hz. Bilal’e bu şekilde seslenmiştir.


Demek ki dinimiz bizlere infak etmeyi emretmektedir. Malımızdan, canımızdan ve zamanımızdan infak etmek İslam dini üzere olduğumuzun bir göstergesidir. Hz. Bilal gibi, maddi hiçbir şeyi bulunmayan eski bir köleden dahi Yüce Peygamber infak edilmesini bekliyor ise birçok şeye sahip biz günümüz insanlarının ne kadar infak edip, fedakarlık etmesi gerektiğini gelin hep beraber düşünelim” dedi.

Filistin meselesinin tüm Müslümanların meselesi olduğunu vurgulayan Salah, Filistin konusunda da infak edilmelidir diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnfak, hikmetken gelir.


Hadislerde de geçtiği gibi hikmet müminin kaybettiği şeydir. Bir Müslüman, hikmet nerede ise onu bulmalıdır. Bu hikmet ile infakı birleştirmeli ve Müslümanlar arası paylaşım başlamalıdır. Filistin meselesinin çözümü noktasında da bizlerin Müslüman kardeşlerimizden istediği budur. Bu meseleye sahip çıkılmalı, Filistin halkı kendi haline terk edilmemelidir.


Kudüs’ün kurtulması, Mescid-i Aksa’da namaz kılınması için Müslüman kardeşlerimizden, sizlerden isteğimiz sadece budur. Bir araya gelmeli, iktisadi konularda dahil olmak üzere el ele vermeliyiz. İnancın gereği de budur” dedi.

Konferansın sonunda MÜSİAD Konya Şubesi Başkan Vekili Mehmet Ali Korkmaz, Şeyh Raid Salah’a işlemeli bir seccade hediye etti. Hediye üzerine Raid Salah; “Bu seccadeyi inşallah Mescid-i Aksa’ya koyup üstünde namaz kılacağım” dedi ve ardından kendisi de M. Ali Korkmaz’a Mescid-i Aksa’nın bahçesindeki zeytin ağacından elde edilen zeytinyağı hediye etti.


www.timeturk.com - 23 Mart 2011 Çarşamba - 13:03