27 Mart 2011 Pazar

YGS SINAVI YAPILDI


Üniversitede okumak isteyen 1 milyon 692 bin 345 adayın katıldığı Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) bugün (27 Mart 2011 Pazar) yapıldı.


Öğrenciler üniversite kapısını aralamak için sınıflarda ter dökerken, veliler de dua kitaplarına sarıldı.


Türkiye'de tüm il ve bazı ilçe merkezleri ile KKTC'nin başkenti Lefkoşa saat 10.00'da başlayan sınav, 160 sınav merkezindeki 5 bin 727 sınav binasında, 89 bin 283 sınav salonunda gerçekleşti.


Bugün sabah saatlerinde sınav yerlerine gelen adaylar kimlik ve güvenlik kontrolleri ile sınav salonlarına giriş yaptı. Sınav merkezlerine girişte adayların üstleri emniyet görevlileri tarafından dikkatli bir şekilde arandı.


Sınav salonlarına hiçbir şekilde kalem, metal eşya, elektronik cihaz ve gereksiz kâğıt alınmadı. Öğrenciler yanlarında getirdikleri sigara, telefon, cüzdan gibi eşyalarını kapı girişindeki poşete bıraktı. Öğrencilerin yanlarında getirdikleri suların üzerindeki markaların yazılı olduğu jelâtinin yetkililer tarafından sökülmesi dikkatlerden kaçmadı.


Öğrenciler sınavların yapılacağı salonlara alınırken, aileleri ise dışarıda büyük heyecan yaşadı. Okul bahçesinde kalan velilerin bazıları dua ederken, bir kısmı da Kur'an-ı Kerim okuyarak çocuklarına manevi destek olmaya çalıştı. Özellikle sınava ilk kez girecek öğrencilerin anne ve babalarının daha çok heyecanlı oldukları gözlendi.


Y. Kaynak: www.stargazete.com – 27.03.2011 Pazar

24 Mart 2011 Perşembe

SİYONİZM KARŞITI, ZULME KARŞI, İNSAFLI HAHAMLAR DA VARMIŞ


Kudüs Şehri’nin göbeğinde İsrail devleti ve Siyonizm karşıtı Hahamlar, İsrail bayrağını yaktı. Filistinli bir grup da eylemde pankart açtı.



KAYNAK: www.timeturk.com - 24 Mart 2011 Perşembe 


Betül Akyüz / TİMETURK

İsrail devleti karşıtlığıyla bilinen örgüt üyesi hahamlar, Purim bayramı kutlamaları sırasında İsrail bayrağını yaktı. Hahamların bu eylemine bir grup Filistinli de katıldı. Kudüs belediye başkan yardımcısı ise eyleme sert tepki gösterdi.


İsrail Devleti’ni tanımayan ve uyguladığı siyasetlere karşı gelen Yahudi Örgütü Neturei Karta üyesi bir grup haham, Kudüs’ün Mea Şearim Semti’ndeki Purim Bayramı kutlamaları sırasında İsrail bayrağını yaktı. Maarif gazetesi hahamların bu eylemleri aracılığıyla Siyonizme, Filistin’in ihtilaline ve Filistinlilerin devlet kurma haklarının ellerinden alınmasına karşı olduklarını ortaya koymak istediklerini açıkladı.


‘Her Yahudi Siyonist değildir’


İsrail gazetesinde şu ifadelere yer verildi: ‘Hahamların İsrail bayrağını yakma eylemine bir grup Filistinli de katıldı. Filistinliler bir yandan ellerinde Filistin bayraklarını sallarken diğer yandan da üzerinde ‘her Yahudi Siyonist değildir. Siyonistler Yahudi halkından değildir. Yahudiler Siyonistleri kutsal topraklardan kovmak istiyor’ yazılı pankartları kaldırdılar.


Kudüs Belediye Başkan Yardımcısı David Hdry ise İsrail bayrağının yakılması olayına büyük tepki göstererek: ‘İsrail’de yaşayan herkesin İsrail kanunlarına saygı göstermesi gerekir. Bunu yapmayanların ise İsrail’de yeri yoktur’ dedi.


İsrail kanunlarına göre İsrail bayrağının yakılması, cezası ömür boyu hapse kadar uzanan ihanet suçları arasında yer almaktadır.

www.timeturk.com - 24 Mart 2011 Perşembe - 19:46

LİBYA TEZKERESİ MECLİS'TEN GEÇTİ


NATO deniz gücünde TSK unsurlarının da görev almasını öngören Başbakanlık tezkeresi, Meclis'te kabul edildi.


www.timeturk.com - 24 Mart 2011 Perşembe


TBMM Genel Kurulunda, Libya'da istikrar ve güvenliğin yeniden sağlanması için uluslararası çabalara çok boyutlu katkıda bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi kabul edildi.


Genel Kurulda tezkerenin kapalı oturumdaki görüşmeleri, yaklaşık 3 saat sürdü. Görüşmelerde önce Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Genel Kurulu bilgilendirdi. Daha sonra AK Parti'den Yaşar Yakış (Düzce), CHP'den Hüseyin Pazarcı (Balıkesir), MHP'den Deniz Bölükbaşı (Ankara), BDP'den Hasip Kaplan (Şırnak) söz alarak partilerinin görüşlerini dile getirdiler.

Gruplar ve kişisel konuşmaların ardından yeniden kürsüye gelen Bakan Davutoğlu yöneltilen eleştiri ve sorulara yanıt verdi. Daha sonra yapılan işari oylamada tezkere kabul edildi.


Görüşmelerde, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile bazı bakanlık bürokratları da hazır bulundu.


Kabul edilen tezkerede, Libya'daki olayların 15 Şubat 2010'de başladığı belirtilerek, şu ifadelere yer veriliyor:


''Olaylar neticesinde ortaya çıkan şiddet ortamının sona erdirilebilmesini teminen BM Güvenlik Konseyi tarafından alınan 26 Şubat 2011 tarihli ve 1970 sayılı kararla 17 Mart 2011 tarihli 1973 sayılı kararda kayıtlı hüküm ve çağrıları dikkate alarak ve meskur kararlar çerçevesinde Libya'da istikrar ve güvenliğin yeniden tesisine yönelik uluslararası çabalara çok boyutlu katkıda bulunmak üzere; lüzum, sınır, kapsam, şekil, yöntem ve zamanı hükümetçe takdir ve tespit edilmek kaydıyla TSK'nın yabancı ülkelere gönderilmesi ve bununla ilgili gerekli düzenlemelerin hükümet tarafından yapılması için Anayasa'nın 92. maddesi uyarınca 1 yıl süreyle izin istenilmesi Bakanlar Kurulunca kararlaştırılmıştır.''


TEZKERENİN GEREKÇESİ


Bu arada, tezkerenin gerekçesinde, Libya'da 15 Şubat 2011'de başlayan olaylar sonucunda, kısa sürede iç çatışma ortamı doğduğu belirtilerek, Türkiye'nin olayların başlamasından itibaren, bu ülkeyle yakın tarihi ve kültürel bağlara sahip ülke olarak ''ilkeli, aşamalı ve belli bir stratejiye dayandırılmış kararlı ve kendi içinde tutarlı politika izlediği'' ifade ediliyor.

Libya konusunda BM Güvenlik Konseyi çerçevesindeki adımların yakından takip edildiği ilgili kararın oluşturulması sürecinde ''Libya'nın egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve kardeş Libya halkının esenliğinin gözetilmesi'' yönünde çabalar sarf edildiği belirtilerek, ''BM kararlarına tam destek veren ülkemiz, bu kararların uygulamaya geçirilmesine katkıda bulunma kararlılığını ortay koymuştur'' deniliyor.


Gerekçede, BM Güvenlik Konseyinin iki kararına işaret edilerek, şu değerlendirmelere yer veriliyor:


''1973 sayılı karar, sivil halkın korunmasına teminen gerekli tüm önlemlerin alınmasına yetki vermek suretiyle, Libya'ya yönelik sınırlı bir askeri harekâta (kara harekâtı seçeneği açıkça hariç tutulmuştur) cevaz vermektedir.


Ülkemiz, Libya'daki gelişmeler hakkında NATO çerçevesinde yapılan çalışmalara da başından bu yana yapıcı katkı sağlamış ve aktif yönlendirmede bulunmuştur. NATO, BM Güvenlik Konseyi kararları uyarınca bir görevlendirme yapılması ihtimaline hazırlıklı olabilmek amacıyla, görünür ihtiyaç, sağlam hukuki zemin ve bölgesel destek ilkeleri temelinde insani yadım çabalarının ve silah ambargosunun uygulanmasının desteklenmesi ve uçuşa yasak bölge oluşturulması alanlarında planlama çalışmalarını gerçekleştirmiştir. NATO'nun Libya bağlamında üstlenmesi muhtemel rolde, ittifakın mümtaz konuma sahip bir üyesi olarak ülkemizin de ulusal strateji ve çıkarlarımız doğrultusunda üzerine düşen sorumlulukları üstlenmesi ve gerekli katkıları yapması öngörülmektedir.


Libya'nın geleceğiyle yakından ilgilenen ülkemiz, uluslararası çabalar çerçevesinde de Libya'nın yanında olmaya devam etme kararlılığına sahiptir. Ülkemizin bölgeyle siyasi, ekonomik, tarihi ve kültürel ilişkileri çerçevesinde, anılan BM Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanmasına askeri katkı da dahil destek vermesi ve uluslararası çabalara etkin şekilde katılması aynı zamanda ulusal çıkarlarımızın bir gereğidir.''
AA


www.timeturk.com - 24 Mart 2011 Perşembe - 18:12

YAŞLILARIMIZ UNUTULMADI


Trabzon Valiliği tarafından 18-24 Mart tarihleri arasından kutlanan ‘Yaşlılar Haftası’ münasebetiyle Huzurevi sakinlerine yemek verildi.



Yaşlılar Haftası münasebetiyle düzenlenen yemeğe Trabzon Vali Yardımcısı Mahmut Halal, Sosyal Hizmetler İl Müdürü Selim Çelenk, huzurevi çalışanları ve huzurevi sakini katıldı.


Yaşlılarımızın dün ve bugün arasında köprü görevi gördüğünü ve onların bizim en değerli varlıklarımız olduğunu kaydeden Vali Yardımcısı Halal;


Yaşlılarımız dün ile bugün arasında köprü kuran, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan en değerli varlıklarımızdır. Bizleri bugünlere ve geleceğe hazırlayan yaşlılarımız için hayatı kolaylaştırmak ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarını sağlamak devletimizin öncelikli görevleri arasındadır” dedi.



Devlet olarak yaşlılara gereken değer ve önemi verdiklerini kaydeden Vali Yardımcısı Halal, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:


“Yaşlılara göstereceğimiz sevgi ve saygı gelecek kaygılarımızı azaltacaktır. Hangi yaşta olursa olsun tüm fertlerin hayata güvenle bakmalarını sağlayacaktır. Yaşlılarına gereken önemi vermeyen, onlara sahip çıkmayan ihtiyaç duydukları sevgi ve saygıyı kendilerinden esirgeyen bir toplumun huzur ve güven içinde olması mümkün değildir. Toplumumuzda kültürümüzden kaynaklanan kuvvetli aile bağları nedeniyle çocuklarımızın geleceği ne kadar önemliyse yaşlılarımız da bizim için o kadar önemli ve değerlidir” dedi.



Yemekte çalan canlı müzik eşliğinde oyun oynayan yaşlılar gönüllerince eğlendiler. (VB – 24.03.2011 Perşembe)

ALAATTİN ALTUNTAŞ’I ALLAH KORUDU


Akçaabat’a bağlı Doğanköy Beldesi halkından Alaattin Altuntaş, motosiklet çarpması sonucu ağır yaralandı.




Akçaabat’a bağlı Doğanköy Beldesi halkından Alaattin Altuntaş, 23.03.2011 Çarşamba günü komşu belde Dörtyol’da kahvehanede bir süre oturduktan sonra yakınları ve arkadaşlarıyla birlikte yaya olarak Doğanköy’deki evine dönerken Doğanköy Beldesinin kuzey girişindeki Kaban Mevkiinde; bir motosikletin çarpması sonucu ağır yaralandı. Ağır yaralanan Alaattin Altuntaş, derhal Akçaabat Devlet Hastanesine ve oradan da Trabzon Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine ve oradan da Beyin Cerrahi Polikliniğe kaldırıldı.

Sağlık durumu iyi görünen Alaattin Altuntaş, aldığı darbeler nedeniyle başı sarılmış ve sol kolu kırıldığından alçıya alınmıştır.


Kazada hafif yaranan motosiklet sürücüsü Yakup Ö. ise kaldırıldığı Akçaabat Devlet Hastanesinde ayakta tedavi edildikten sonra taburcu edilmiştir.


Edinilen bilgiye göre; yaralı Alaattin Altuntaş, sürücüden şikâyetçi olmamıştır.


HABER-FOTO: Muhammet YAVRUOĞLU – T.H.A - 24.03.2010 Perşembe

BASKIN ZAM, YASALLAŞTI! AMA HİÇ KİMSE MEMNUN DEĞİL

TESOB’un Dolmuş zammına karşı çıkmasına rağmen Valilik emriyle Trabzon Belediyesi, Zammı yasallaştırdı. Buna göre; Siviller 1 lira 50 kuruş, Lise ve ilköğretim okulu öğrencileri 1 lira 10 kuruş Üniversite öğrencileri 1 lira 20 kuruş


TESOB’un karşı çıkmasına rağmen Şoförler Cemiyeti tarafından yapılan baskın şehir içi dolmuş zammı gerginliğine Valilik el koydu.


5393 sayılı kanuna göre; görev verdiği belediye meclisi dün olağan üstü toplanıp TESOB’un reddettiği Şoförler Odasının istediği zam talebini aldığı kararla onayladı.


ÇELİŞKİ, ŞİMDİLİK SONA ERDİ


Trabzon’da dolmuş zammı karmaşasına neşter! Önceki gün Valilik kanalıyla gelen yazı üzerine Belediye Meclisini Olağanüstü toplantıya çağıran Başkan Gümrükçüoğlu, konunun Belediye Meclisi’nde görüşülmesini sağlayarak ortaya çıkan kaos ortamının sona ermesini sağladı. Mecliste oylamaya sunulan zam tarifesinde CHPli meclis üyeleri ‘ÇEKİMSER’ kalırken AK Partililer ‘EVET’ dedi.


YÜZDE 20 ARTIŞ


Meclis kararını açıklayan Başkan Gümrükçüoğlu, 5393 sayılı kanuna göre karar aldıklarını belirterek;


“2008 yılından beri geçen üç yıllık süreçte Trabzon’da dolmuş ücretlerine zam yapılmadı. Yaptığımız piyasa araştırmalarında akaryakıt, tamir ve bakım maliyetlerinde yüzde 12 ile yüzde 30 arasında bir artışın ortaya çıktığı görülmüştür. Yapılan değerlendirmeler sonucu dolmuş ücretlerinde yüzde 20 oranında artış yapılması karara bağlandı” diye konuştu.


Böylece dolmuş zamları siviller için 1 lira 50 kuruş, Lise ve ilköğretim okulu öğrencileri için 1 lira 10 kuruş, Üniversite öğrencileri için de 1 lira 20 kuruş oldu.


Y.Kaynak: www.karadenizgazete.com.tr - 23 Mart 2011 Çarşamba

'HAÇLI SEFERİ' DİYENLERE TEPKİLİ! ANCAK…


'HAÇLI SEFERİ' diyenlere Bakan tepkili! Ancak; Türk halkı Bakan Davutoğlu dibi düşünmüyor…


Önce Tunus, sonra Cezayir, Mısır ve daha sonra Müslüman Arap Ülkelerine sıçrayan ve Libya’da doruğa çıkan halk ayaklanmasına karşı Bazı Hıristiyan ülkelerin havadan ve denizden ağır silahlarla saldırısına karşı yine Hıristiyan ama insaflı bazı ülke liderleri HAÇLI SALDIRISI olduğunu belirtmelerine ve hatta bizzat saldırıda bulunanların Haçlı Saldırısı olduğunu bildirmelerine rağmen Saygıdeğer Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, Haçlı Seferi yorumuna şiddetle karşı çıktı.


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Libya'ya düzenlenen operasyonun komuta ve kontrol sisteminin tamamıyla, sanki Hıristiyan Ülkelerin Silahlı gücü değilmiş gibi NATO tarafından üstlenilmesi gerektiğini söyledi.


Sayın Davutoğlu’nun Türkiye’de işinin ehli en iyi bakanlardan olmasına rağmen bu şekilde davranması ne yaman bir çelişki!. Yoksa Türk halkından gizlenen bir şeyler mi var?


Türkiye’nin Libya’ya ya da başka bir ülkeye emperyalistlerle birlikte müdahalesine veya Türkiye’nin dışında müdahalede bulunmasına Türk Halkı şiddetle karşıdır. Zaten halk duyduğu büyük hoşnutsuzluğu gizlemiyor.


Zira halk, Batılı Güçlerin Libya’da barış değil, petrol yataklarına el koymak ve ayrıca güneş enerjisi alanları edinmek için Libya’yı işgal etmek istediklerini biliyor.

**



DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUTOĞLU, BAE Dışişleri Bakanı Şeyh Abdullah bin Zayid el Nahyan ile konutunda yaptığı görüşmenin ardından bir basın toplantısı düzenledi.


Libya'da BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı 1973 sayılı karar çerçevesinde ateşkesin acilen sağlanması gerektiğini belirten Davutoğlu, bu çerçevedeki temaslarının sürdüğünü belirterek, NATO içindeki müzakerelerin devam ettiğini belirtti.


Biraz önce NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen ile görüştüğünü kaydeden Davutoğlu;


"Biraz sonra da kendi talepleri üzerine ki Genel Sekreterin de kendi talebiydi, Fransız, İngiliz ve Amerikan dışişleri bakanlarıyla görüşmeler gerçekleştireceğim" dedi.


ATO'nun Libya'da üstleneceği rol konusundaki tutumlarının açık olduğunu dile getiren Davutoğlu;


"Biz böylesi bir operasyonun komuta ve kontrol sisteminin tamamıyla NATO tarafından üstlenilmesi ve sadece NATO yetkililerince koordineli olarak yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz.


Ve bütün bu operasyonun BM Güvenlik Konseyi prensipleri etrafında ateşkesi sağlayıcı, sivil kayıpları önleyici nitelikte olması elzemdir ve gereklidir.


Bir taraftan NATO görevi üstlenirken diğer taraftan buna paralel ve ayrı bir operasyonun koalisyon güçlerince yürütülmesini doğru bulmayız.


Hele hele bazı yetkililerce son derece yanlış bir şekilde kullanılan 'Haçlı' kavramları gibi kavramlarla yürütülen bir operasyonun sorumluluğunu paylaşmamız mümkün değildir" diye konuştu.


Y. Kaynak: www.haber61.net - 23 Mart 2011