2 Mayıs 2011 Pazartesi

SÜMER EZGÜ, YENİ ALBÜMÜ İLE SİZLERLE


Değerli Sanatçı Hemşehrimiz Sümer Ezgü, müzikseverler için yeni albümünü çıkardı.


Anadolu müziğini dünya etnik müzik pazarına taşıma çabasında olan Sümer Ezgü, Orta Asya'dan Anadolu'ya harmanlanmış Yörük ve Türkmenlerin türkülerini yorumladığı "Ege, Toros, Yörük ve Türkmen Türküleri" nin 2. serisi olan yeni albümünü çıkardı.


Albümün düzenlemelerini Fuat Saka, Atatürk'ün çok sevdiği "Sarı Zeybek" türküsünün zeybek bölümünü ise senfonik düzenlemesi ile Erdal Tuğcular yaptı.


Kendi müzisyen ekibi ile farklı tarzını yeni albümünde de ortaya koyan Sümer Ezgü, kayıtların önemli bölümünü Muğla Palamutbükü' nde zeytin bahçelerinin içinde Stüdyo Horoz ve İstanbul Stüdyo Duygu, Ankara Stüdyo ASC' de yaptı.


Albümün modern ve yer yer rock soundunun içinde sipsi, üç telli, zurna, otantik keman gibi mahalli yorumlar lezzet katıyor.


"Ege, Toros, Yörük ve Türkmen Türküleri - 2" isimli albüm başta gençler olmak üzere zevk alarak dinlenebilecek ve Türkiye' de birbirinin tekrarı haline gelen müziğe değişik bir soluk getirecek.


Rahmetli Özay Gönlüm'le Ankara Radyosu'nda 15 yıl aynı stüdyoda müzik yapan Sümer Ezgü, Özay Gönlüm'ün ailesi tarafından 5. kardeş kabul ediliyor. Ezgü, Özay Gönlüm' ün Aydın'dan derlediği Bozdoğan Zeybeği'ni yorumlarken bağlamaları da kendisi çaldı.


3 yıl aradan sonra "Ege, Toros, Yörük ve Türkmen Türküleri -2" isimli albümünü Mart ayında müzikseverlerin beğenisine sunan Sümer Ezgü, yeni albümünde ayrıca;


20 yıl önce derlediği ve kendisine müzik ödülü kazandıran "İlvanlım",
60'lı yıllarda Nurettin Çamlıdağ'ın sesinden beğenilerek dinlenen "Lingo Lingo Şişeler",


TRT sanatçısı Ferhat Erdem'le birlikte üç telli çaldığı "Avşar Beyleri",


80 li yıllarda kendi derlediği Teke Zortlatması tarzı "Dirmilcik",


2008'de Bursa'da projelendirdiği "Son Balo Vals ve Zeybek"


kısa filminde Atatürk rolüyle zeybek oynarken okuduğu otantik türkü "Sarı Zeybek",


Geçtiğimiz yaz sinemalarda gösterime giren oyunculuk ve müziğini de yaptığı "Harbi Define" isimli Ege komedi filminin sound track'i "Ay Bulutta",


Dogu Toroslar'dan Musa Eroğlu'nun derlediği "Kullar Olam",


Köroğlu'dan "Benden selam olsun Bolu Beyi'ne",


Muharrem ve Neşet Ertaş'tan "Ahu gözlerini sevdiğim dilber",


Başlık parası türküsü "Haymanalı",


Makedonya'dan Elazığ'a Cumhuriyet sonrası nüfus değişimi ile taşınan "Necibe", gibi Toros, Avşar, Yörük havalarına ve Ege'nin zeybeklerine yer verirken, "modern tarzda kaydettikleri tüm türküleri, gençlerimize de hatırlatmak istediğini" söyledi.


Yeni albümünü sizlerle paylaşma arzusunda olan Değerli Sanatçının, sitemiz aracılığıyla Karadenizli Hemşehrilerine çok ziyade selamları var.




Sümer Ezgü ile Bağlantı için:


Sümer EZGÜ asistanı: Tuna TAMAN: 0533 495 0796
tunataman@gmail.com


Menajer: Fazıl KOCAOĞLU: 0532 354 2225
fazilkocaoglu@gmail.com



HABER: TRABZON HABER AJANSI – 01.05.2011 Pazar

İLESAM’IN 25. YIL KUTLAMASI, GÖRKEMLİ GEÇTİ


İLESAM 25. YILINI EDEBİYAT VE BİLİM DÜNYASININ DUAYENLERİNE VERDİĞİ ÜSTÜN HİZMET VE BAŞARI ÖDÜLLERİYLE KUTLADI.







İlesam Genel Merkez Yönetim Kurulu tarafından belirlenen ve 25. yıl kutlamaları çerçevesinde edebiyat ve bilim alanında yaptıkları hizmetlerden dolayı ödüle layık görülen 32 sanatçımız ve bilim adamımızı üyelerimizle buluşturan ve Yenimahalle Belediyesinin sponsorluğunda gerçekleştirilen kutlamalar büyük ilgi gördü.



Ankara’dan ve çeşitli illerden Yenimahalle Belediyesinin "Dört Mevsim" salonuna akın akın gelen İLESAM üyeleri, bu nezih atmosfer içerisinde birbirleriyle buluşup hasret giderdiler.



Düzenlenen resepsiyonla başlayan kutlamalarda İLESAM’ın üyeleri, davetli konuklar ve ödül alacak sanatçılar koyu ve keyifli sohbetler gerçekleştirdi. Çeşitli nedenlerden veya sağlık sorunlarından dolayı uzun zamandır İLESAM’ın çalışmalarına katılamayan birçok üyemiz 25. yıl kutlamalarında özellikle bulunmak istediklerini belirterek, duydukları mutluluğu dile getirdiler.



Her köşeden tanıdık simaların mutlu gülümsemeleriyle anlam kazanan gecede, katılımın yoğunluğu dikkati çekerken, Yenimahalle belediyesinin eşsiz misafirperverliği de göz doldurdu.


Resepsiyondan sonra ödül törenini gerçekleştirmek için salona geçen konuklar yerlerini alırken yaklaşık 650 kişilik salonun tamamının dolu olduğu ayakta kalanlar için sandalye ve koltuk ilavesi yapıldığı göze çarptı.


 İLESAM’ın üyeleri tarafından büyük ilgiye mazhar olan tören önce İlesam Genel Başkanı Mehmet Nuri Parmaksız’ın açılış konuşmasıyla başladı.



İLESAM’ın ne olduğundan ve neler yaptığından bahseden Parmaksız, yönetimi devraldıklarından bu yana geçen 13 ayda hangi çalışmalara imza attıklarını kısa başlıklar altında anlattı. İLESAM Genel Başkanı kendi dönemlerinde faaliyete geçen İstanbul ve Gaziantep Şubesi'nin, 54 İl de kurulan temsilciliklerin ve 41 üniversite temsilciliğinin çalışmalarından da bahsetti büyük bir kuruluş olan İLESAM’ın gittikçe daha fazla güçlendiğini ve 24 yılda 1500 olan üye sayısının yeni yönetimle beraber 13 ayda 2000’lere ulaştığıını bildiren Mêhmet Nuri Parmaksız, tüm konuklara katılımlarından dolayı teşekkür ederek sözlerini noktaladı.



Daha sonra kürsüye gelen Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, sanatın ve sanatçının toplumdaki değerinden ve öneminden bahsederek, sanatçılarımızın gereken telif haklarını alması konusunda İLESAM’ın faaliyetlerinin ne kadar önemli olduğu konusuna dikkat çekti.



Okuduğu şiirlerle ve etkileyici konuşmasıyla geceye renk katan Fethi Yaşar’ın konuşmasının ardından Zeynel Yeşilay’ın İlesam’ın 25. yılı kutlamalarına hediye olarak hazırladığı Mutivizyon Gösterisi sunuldu. Gösteride geçmişten bu yana İLESAM nostaljileri ve yeni yönetimle İLESAM üyelerinin çalışmalarına yer verildi ayrıca İstanbul ve Gaziantep şubelerinin çalışmalarından örnekler sunuldu.




Ödül töreni bölümünde sahneye gelerek ödüllerini alan sanatçılar ve bilim adamları duygularını dile getirirken İLESAM’ın başarılı çalışmalarından övgüyle bahsederek unutamadıkları anılarını da dile getirdiler.



Zaman zaman duygulu, zaman zaman esprilerle geçen ödül töreninde ünlü şairler Cemal Safi ve Semih Sergen’de mini bir şiir resitali sundular.




Ödül töreninden sonra sahneye gelen Türk Sanat Musikisi sanatçıları İlesam’lı şairlerin şiirlerinden bestelenen eserlerle muhteşem bir konser verdi. Konserin ardından son bulan 25. yıl kutlamaları programından hafızalarda hoş sedalar kaldı.

KAYNAK: www.ilesam.org.tr

'BÜYÜK ANADOLU YÜRÜYÜŞÜ'NE YAŞAR KEMAL’DEN DESTEK


Anadolu doğasının son yıllarda uğradığı büyük yıkıma karşı başlayan Büyük Anadolu Yürüyüşü’ne, yazar Yaşar Kemal destek verdi. Yaşar Kemal, yazısında Anadolu’yu talan edenlere “Anadolu’yu keyfiniz için bu hallere sokuyorsanız yanlışsınız. Belki siz de Anadolulusunuz da başınız dönmüştür. Bugün varsınız yarın yoksunuz, bu Anadolu insanları kolay bağışlamaz. Anadolu, topraklarının üstüne titrer” dedi.


Vadilerden, köylerden, kasabalardan, şehirlerden yola çıkan Anadolu halkı, kervanlar halinde 40 gün 40 gece Ankara’ya yürüyor. Yürüyüşçüler, doğa hakkının anayasal güvence altına alınmasını, Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nın geri çekilmesini, Anadolu’nun tüm akarsularının satılmasına neden olan ve sayısı 4 bini bulan HES ve barajların durdurulmasını talep ediyor. Yürüyüşçülerin talepleri arasında dağları yok edecek olan 40 binin üzerindeki maden ruhsatının iptal edilmesi, nükleer enerji projelerinin durdurulması, 2B gibi ormanları yok edecek yasa tasarısının geri çekilmesi gibi doğa üzerinde yok edici etkileri olan faaliyet ve düzenlemeler de var.


YAŞAR KEMAL’İN BÜYÜK ANADOLU YÜRÜYÜŞÜ İÇİN KALEME ALDIĞI YAZI:



Doğaya düşman olan bir ülke olduk.

Toros dağları bizim dağlarımızdı. Çocukluğumda, gençliğimde dağlara yaylaya giderdik. Bahar ve yaz günlerimiz Toroslar’da geçerdi.


Yaylalar çok güzeldi. Ormanlarda çiçeklerin kokusundan geçilmezdi. Yiyecek otlar herkese güç verirdi. Dağlarda insanlar hastalık bilmezlerdi.


Bugüne geldik. Bu günler, o günler değil. Bu ağaçlar o ağaçlar değil, bu çiçekler o çiçekler değil. Yaylara girildi, ormanlar kesildi, ağaçlar gece gündüz ovalara, şehirlere, kasabalara, köylere taşındı, ceviz ağaçları da başka ülkelere. Ormanlarda ceviz ağaçları tükendi.


Eskiden her kırk, otuz, yirmi çınarın altındaki pınarlar kalmadı, kızlarına o pınarların adını koyanlar da hemen hemen kalmadı. Yağmur suları ile köylerin, kasabaların, illerin evleri, bahçeleri, tarlaları sular altında kaldı. Yağmur suları artık her yeri kesip kıracak.


Bu, kazançlarından başka dünyayı görmeyen, bilmeyen yöneticilerin marifetidir. Bu, erozyon deyince gülenlerin, ne olduğunu bilmeyenlerin ahmaklığıdır.


Son yıllarda bir de barajlar çıktı. Bilenler bilir, dünyada birçok ülke barajların belasına uğramıştır. Bizde barajların ne olduğunu bilmeyenler gitsinler Rusya’yı Mısır’ı görsünler, gelsinler bizi görsünler. Adana’yı, Urfa’yı görsünler. Gelenler bir de Allianoi’yi, Hasankeyf’i görsünler.


Allianoi’nin ne olduğunu bilmeyenler üstüne çakıl taşı dökmüşler. Oysa burası insanlığın sağlık merkezidir, insanlığın kutsal bir yeridir. Bizim kıymetli barajcılarımız çok zekilerdir, üstünü çakılla, kumla örtmüşler.


Niçin görsünler insanlar onları? Görsünler de güldüklerinden utansınlar.
Bir de Hasankeyf var. Hasankeyf’te baraj yapılsın diye bize, bize değil barajcılara bazı Avrupa ülkeleri para vermek istemişler, sonra da seçmenleri bu paranın nereye gideceğini anlayıp tepki verince parayı vermekten vaz geçmişler. Sayın ya elbette sayın politikacılar herhalde şaşırmışlardır.


Bize gelince Anadolu babamızın çiftliği değildir. Size ben söylüyorum. Ben bir Anadolu köylüsüyüm. Anadolu’yu baştanbaşa gazeteci olarak dolaştım. Bu halkı iyi biliyorum. Anadolu’yu keyfiniz için bu hallere sokuyorsanız yanlışsınız. Belki siz de Anadolulusunuz da başınız dönmüştür. Öyledir herhalde, bilemiyorum, başınız dönüyorsa Allianoi’ye gidin, belki size bir ilaç bulunur.


Size öğüt vermek istemiyorum, öğüt sevmem, konuşmamı öğüt saymayın.
Bugün varsınız, yarın yoksunuz; bu Anadolu insanları kolay bağışlamaz. Anadolu, topraklarının üstüne titrer, Kurtuluş Savaşımız’a bakın.


Bugün bir kez daha ‘Anadolu’yu Vermeyeceğiz’ diyerek yola çıkanların yolu açık olsun.”


YAŞAR KEMAL
Nisan 2011


30 Nisan 2011 Cumartesi

“KKTC ile İLİŞKİLER GÜÇLENMELİ”


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Maliye Bakanı Ersin Tatar ve Milletvekili Ahmet Zengin Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık’ı makamında ziyaret etti.



Vali Kızılcık, Yavru Vatan’la her alanda münasebetlerin geliştirilmesi gerektiğini belirtti.


Trabzon halkı olarak ilerleyen dönemde KKTC’nin uluslararası arenada daha güçlü olmasını temenni ettiklerini belirten Vali Kızılcık,


“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gelerek 2. İpekyolu İşadamları Zirvesi’ne teşrif ettiğinizden dolayı sizlere müteşekkiriz.


Bizim için KIBRIS gerçekten Yavru vatan. Biz münasebetlerimizin her anlamda gelişmesini amaçlıyoruz. Tarihi anlamda çok ciddi bağlarımız var. İlerleyen dönemde KKTC’nin uluslararası arenada da daha güçlü olmasını temenni ediyoruz. Bu durum Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, ülkemizin ve barışın lehine olacaktır. Ben bunu Trabzon halkı adına olması gereken bir durum olarak nitelendiriyorum.


Sayın Milletvekilimizi de Trabzon’dan çıkarak, Yavru Vatan Kıbrıs da milletvekili olduğu için tebrik ediyorum. Bir evladımızın oralara gidip bu başarıyı göstermesi bizleri onurlandırmıştır, gururlandırmıştır.


Bu vesile ile kendilerine de Trabzon’umuza hoş geldiniz diyorum” ifadelerine yer verdi.



Trabzonlu olmaktan büyük onur duyduğunu ifade eden KKTC Milletvekili Ahmet Zengin, Trabzon hakkındaki düşüncelerini şu şekilde sürdürdü:


“24 yaşında Trabzon’dan ayrılarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne göçmen olarak gittim.


Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde devlet memuru olarak yıllarca çalıştım. Orada insanlarımıza hizmet ettim. Daha sonra halkımız bizim milletvekili olmamızı takdir etti.


Gerçekten bir Trabzonlu olmaktan gurur duyuyorum. Cumhurbaşkanımız Derviş Eroğlu, selamlarını Trabzon’a gönderdi.


Karadeniz halkı, oradaki her kesim tarafından takdir edilir. Parlamentoda 50 milletvekilin 2’si de Karadenizli ve Trabzonlu. Bir arkadaşımızda Adana kökenli.


Daha önceden Kıbrıs Türk Havayollarının Trabzon’a seferleri vardı. Ulaşım çok kolay oluyordu. Ama Kıbrıs Türk Havayollarının ortadan kalkması ile ulaşım sekteye uğradı. Şimdi Onur Air, Mayıs ayında seferlere başlayacak ve ulaşım kolaylaşacak” dedi.



Trabzon ziyaretinden memnuniyetini dile getiren KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar, yavru vatan ve anavatanın bağlarının artması için çalıştıklarını kaydederek,


“2. İpekyolu İşadamları Zirvesi’ne katılmak için buraya geldik. KKTC’den sizlere sevgi ve saygı getirdim.


Bugün Türkiye’nin çeşitli yerlerinde ulaşımda mesafeler kaydediliyor. KKTC’de 20 bine yakın Karadeniz kökenli vatandaşımız vardır.


Tabi onlarında ulaşımlarını havayolları ile sağlamaları çok önemli. Bu bölgeyle olan ilişkilerimizin gelişmesi temennimizdir. Ticaretin geliştiği ve oldukça mesafeler kaydedildiği akşam gerçekleşen toplantıda ifade edilmiştir.


Şu anda Trabzon’da 1 milyar dolar olan ihracat 2023 yılında 6 milyar dolar olarak hedeflenmektedir. Rusya, İran, Irak gibi pazar bağlantılarının gelişmesi daha olumlu olacaktır.


Türkiye Cumhuriyetinin güçlendiğini geliştiğini ve daha da büyüdüğünü gururla izliyoruz. Yavru Vatan ve Anavatan olarak münasebetlerimizin daha da güçlenmesini, bağlarımızın daha da artmasını temenni ediyorum” dedi.


KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar Trabzonspor’a şampiyonluk yolunda başarılar dilerken, Milletvekili Ahmet Zengin ise hasretin bitmesini KKTC’de sabırsızlıkta beklediklerini ifade etti.


Vali Kızılcık, ziyaretin anısına KKTC Maliye Bakanı Ersin Tatar’a telkariden yapılmış plaket ve Milletvekili Ahmet Zengin’e ise telkariden yapılmış fincan takımı hediye etti. (VB – 29.04.2011 Cuma)

SINAVLARIN HUZUR ORTAMINDA YAPILABİLMESİ İÇİN VALİLİKTEN ÖNLEM

30 Nisan 2011, 05 Haziran 2011 ve 04 Haziran 2011 tarihlerinde yapılacak olan PYBS, SBS, 27 Mart 2011 tarihinde yapılacak olan LGS ve sınavı 18-19-25-26 Haziran 2011 tarihlerinde yapılacak olan LYS Sınavların daha huzurlu bir ortamda sağlıklı yapılabilmesi için Trabzon Valiliği’nce bir dizi önlem alınıyor.


Geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimiz için büyük önem taşıyan ilköğretim Parasız Yatılılık ve Bursluluk (PYBS) ve Seviye Belirleme (SBS) sınavları 30 Nisan 2011, 05 Haziran 2011 ve 04 Haziran 2011 tarihlerinde, ortaöğretim Yükseköğretime Geçiş (YGS) sınavı 27 Mart 2011 ve Lisans Yerleştirme (LYS) sınavı 18-19-25-26 Haziran 2011 tarihlerinde yapılacaktır.


Bu sınavların daha sağlıklı bir ortamda yapılabilmesi ve adayların dikkatlerinin dağılmaması için yayınlanan bidiride;


“1-Düğün, nişan ve benzeri cemiyet faaliyetlerinde gürültünün sınırlanması,


2-Çevre ve insan sağlığını olumsuz yönde etkileyen gürültü kirliğinin önlenmesi amacıyla korna, hoparlör v.b. cihazlarla gürültü yapılmaması,


3-Motorlu taşıtların çıkardıkları sesin, Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde yer alan sınır değerleri aşmaması gerekmektedir. Yönetmelikte yer alan sınır değerlerin aşılması durumunda Çevre Kanununun 20 (h) maddesine göre 1586,00 TL idari para cezası uygulanacaktır.


Sınavların süresi içerisinde yukarıda belirtilen tedbirlerin alınarak İlimizde söz konusu sınavlara girecek adayların dikkatlerinin dağılmaması ve daha sağlıklı bir ortamda sınava girmeleri tüm Trabzon halkının ortak sorumluluğudur” denilmektedir. (VB-29.04.2011 Cuma)

SEMİH SERGEN MEVLANA’YI ANLATACAK



İLESAM Genel Merkez Yönetim Kurulu tarafından Bugün (30 Nisan 2011 Cumartesi), Saat:14.00 de Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğü Konferans Salonunda ‘Mevlana’da Aşk ve Barış Çığlığı’ konulu konferans düzenlenecek.


İLESAM CUMARTESİ SOHBETLERİ VE ŞİİR DİNLETİSİ


Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği Genel Merkez Yönetim Kurulu tarafından alınan karar çerçevesinde, Vakıflar Genel Müdürlüğü Konferans Salonu’nda, şiirin, edebiyatın, sanatın ve kültürün konuşulacağı, şiirlerin okunacağı “CUMARTESİ SOHBETLERİ ve ŞİİR DİNLETİSİ” adlı toplantılara devam edilecek.


Sohbet toplantısına; şiire, sanata ve kültüre gönül veren herkesi - üye olsun veya olmasın – İLESAM tarafından davet ediliyor.


‘MEVLANA’DA AŞK VE BARIŞ ÇIĞLIĞI’


Tarih: 30 Nisan 2011 Cumartesi


Saat: 14.00


Yer: Vakıflar Genel Müdürlüğü Salonu


Konuşmacı: Semih SERGEN


Konu: Mevlana’da Aşk ve Barış Çığlığı

29 Nisan 2011 Cuma

MUHTEŞEM KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DOĞDUĞU KENTTE ANILDI


Trabzon’da doğup eğitimini Trabzon’da alan, Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman’ın 516. Doğum yılı nedeniyle düzenlenen etkinlikle anıldı.



Hakanlar Hakanı, Hanlar Hanı, Sultanlar Sultanı, Hükümdarlar Hükümdarı, Büyük Osmanlı Türk-İslam İmparatoru Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman Atamızan Türk Gençliğine Çağrı:


“Ben ki sultanlar sultanı, hakanlar hakanı hükümdarlara taç veren Allah'ın yeryüzündeki gölgesi Akdeniz'in ve Karadeniz'in ve Rumeli'nin ve Anadolu'nun ve Azerbaycan'ın ve Şam'ın ve Halep'in ve Mısır'ın ve Mekke'nin ve Medine'nin ve Kudüs'ün ve bütün Arap diyarının ve Yemen'in ve nice memleketlerin sultanı ve padişahı Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sultan Süleyman Han'ım.”


YORUMU:


“EY TÜRK GENÇLİĞİ;


YERYÜZÜNDE ZULME RAZI GELME,


HALKIMI EZENİN KAFASINI EZERİM.


BÜYÜK TÜRK-İSLAM DEVLETİNİ YÜCELTMEK SENİN ACİZ ZANNETTİĞİN O CESUR ELLERİNDE, YÜCELİĞE ERİŞMİŞ GÖNLÜNDE ve ÇAĞLAR KAPATIP ÇAĞLAR AÇACAK NURLARLA DONANMIŞ ZİHNİNDEDİR.


AYAĞA KALK ve BAŞKASI DEĞİL, SADECE ve SADECE KENDİN OL YETER.”



Trabzon’da doğup eğitimini Trabzon’da alan, Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman’ın 516. Doğum yılı nedeniyle düzenlenen etkinlikle anıldı.



Törene Trabzon Valisi DR.Recep Kızılcık, Trabzon Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Vakıf başkanı Prof. Dr. Ali Baki, İl Emniyet Müdürü Feridun Boz, Kültür Müdürü İsmail Kansız. Müdür Yardımcısı .Bahri Haliloğlu, Şube Müdürü Adem Demirbaş, Kütüphane Müdürü Ahmet ŞengüN VE öğrenciler ile vatandaşlar katıldı.



Kanuni Sultan Süleyman (1495 - 1566)


Muhteşem Kanûnî Sultan Süleyman; 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon'da doğdu. Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun'dur. Hafsa Hatun Osmanlı ya da Çerkezdir. Kanûnî Sultan Süleyman toparlak yüzlü, ela gözlü, geniş alınlı, uzun boylu ve seyrek sakallıydı.


Kanûnî Sultan Süleyman devri, Türk hâkimiyetinin doruk noktasına ulaştığı bir devir olmuştur. Babası Yavuz Sultan Selim, onu küçük yaşlardan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirmeye başladı. Benzeri görülmemiş bir terbiye ve tahsil gördü. İlk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun'dan (Yavuz Sultan Selim'in annesi) aldı. Yedi yaşına gelince tahsil için İstanbul'a, dedesi Sultan İkinci Bayezid'in yanına gönderildi. Şehzade Süleyman, burada Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendi'den tarih, fen, edebiyat ve din dersleri alırken, savaş teknikleri konusunda da öğrenim görüyordu.


15 yaşına kadar babası Yavuz Sultan Selim'in yanında kalan Şehzade Süleyman, kanunlar gereği sancak istemesi üzerine, önce Şark-i Karahisar'a oradan da Bolu, kısa bir süre sonra da Kefe sancakbeyliğine tayin edildi (1509). Yavuz Sultan Selim'in 1512 de tahta geçmesi üzerine İstanbul'a çağırılan Şehzade Süleyman, babasının kardeşleriyle mücadeleleri sırasında İstanbul'da kalarak babasına vekâlet etti. Bu sırada Saruhan sancakbeyliğinde de bulundu. Babası Yavuz Sultan Selim'in ölümü üzerine, 30 Eylül 1520'de 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçti.


Kendisinden başka erkek kardeşi olmadığı için tahta geçişinde sıkıntı yaşanmadı. Çok ciddi ve kendinden emin bir padişah olan Kanûnî Sultan Süleyman, azim ve irade sahibiydi. Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet engin düşünür ve verdiği emirden asla geri dönmezdi. İş başına getireceği adamlara, kabiliyet derecelerine göre görev verirdi. Zigetvar kuşatmasını idare ederken, 7 Eylül 1566 yılında 71 yaşında vefat etti.


Kendisine "Kanûnî" denmesi, yeni kanunlar icad etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde tatbik etmesinden dolayıdır.


Kanûnî Sultan Süleyman adaleti seven bir padişahtı. Mısır'dan gelen vergiyi haddinden fazla bulup, yaptırdığı araştırma sonunda halkın zulme uğradığını düşünmesi ve Mısır Valisini değiştirmesi bunun açık kanıtıdır.


Kanûnî Sultan Süleyman, tahta çıktığı sırada Osmanlı Devleti dünyanın en zengin ve en güçlü devleti konumundaydı. Babasının ölümü ve kendisinin padişah olması, "Arslan öldü, yerine kuzu geçti" diye düşünen Avrupalıları sevindirmişti. Ancak çok geçmeden Avrupalılar, hayal kırıklığına uğradılar. Türk-İslam tarihinin en büyük devlet ve halk adamı olarak, yer yüzüne adaleti, huzur ve güveni hakim kılmıştı.


Haber: Özden ATMACA - 28.04.2011
Foto   : Mehmet BİRİNCİ