İstanbul'da düzenlenen ''Suriye Halkına Destek için İslam Âlimleri Konferansı'', sonuç bildirgesinin yayınlanmasıyla sona erdi.
Wow Otel'de gerçekleştirilen toplantıda sonuç bildirgesini Suriyeli İslam alimi Ahmad Abdulal okudu. Bildirgede, Suriye'nin tarihi bir dönemeçten geçtiği, kendisinin ve bölgesinin geleceğini belirlediği vurgulanarak, bu kapsamda İslam âlimlerinin Suriye halkına destek için İstanbul'da bir araya geldikleri kaydedildi.
Suriye halkının özgürlüğünü ve onurunu tekrar kazanması için barışçıl gösterilere destek çıkılması yönünde oy birliği ile fetva verildiği ifade edilen bildirgede, şu kararlara yer verildi:
''Devrimin, milli kimliğinin korunması için nedeni ne olursa olsun dış müdahale kesinlikle kabul edilemez. Suriye güçlerinin yaptığı, halkı aşağılayıcı politikaları, kan dökücü faaliyetleri, devam eden haksız tutuklamaları ve işkenceleri kınıyoruz. En hızlı sürede haksız yere hapishanelerde bulunanların çıkartılmasını, şehirlerde ve köylerde bulunan askeri kuvvetlerin çekilmesini talep ediyoruz. İran rejimini ve Hizbullah'ın duruşunu da kınıyoruz ve bir an önce onların da Suriye halkının yanına geçmelerini talep ediyoruz.''
Ordunun, halkı rejimin zulmünden korumaya ve ayaklananların yanında durmaya çağrıldığı bildirgede,
''Özgürlükçü, çoğulcu siyaset ve seçimle iktidarların el değiştirmesi, modern Suriye'nin inşası için istisnasız halkın bütün katmanlarının temel isteğidir'' denildi.
Bildirgede, Suriye halkının desteklenmesi için şer'i, acil yardım ve basın enformasyon olmak üzere üç komisyonun kurulduğu ifade edilerek, âlimlerin, halkın haklı talepleri gerçekleşene kadar desteklerini sürdürecekleri belirtildi.
''SURİYE HALKI DEVRİMLERİNE SAHİP ÇIKSIN''
Daha sonra bazı İslam âlimleri basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir soru üzerine Suriye'nin Milli Kurtuluş Kongresi Hazırlık Komitesi üyesi İmadettin Reşit, Suriye'deki mevcut rejimin özgürlük talebiyle sokaklara çıkan insanların öldürülmesiyle meşrutiyetini yitirdiğini savunarak, Suriye halkının mazlum durumda olduğunu söyledi.
Suriye halkının protestolarını sürdürmesinin nedeni sorulan konferansın basın sözcüsü Abdulkerim Bakkar, Suriye'de yaşananlar karşısında dünyanın şaşırdığını belirterek,
''Suriye halkı daha önce nasıl 50 bin şehit vererek Fransa'yı ülkeden çıkardıysa, akıllarını, kalplerini, ruhlarını ve vatanlarını tekrar özgürleştirecektir. Suriye'nin, Suriyelilerle büyüyeceğine inanıyoruz'' diye konuştu.
Bakkar, Suriye halkının sabırlı olduğunu dile getirerek, onlara şu mesajı verdi:
'Suriye halkı sabretmeye devam etsin. Şüphesiz ki, kurtuluş yakındır. Her zulüm mutlaka bir gün son bulacaktır, yeter ki, sabredilsin. Suriye halkı devrimlerine sahip çıksın.''
Olaylara dış güçlerin müdahalesini değerlendirmesi istenen Konferansın Hazırlık Komitesi Başkanı M. Yaser Al-Musaddi, âlimler olarak tüm Suriye halkı gibi dış müdahaleyi kesinlikle kabul etmediklerini vurgulayarak,
''Yabancı ülkelerden hiçbir umudumuz yok. Onların söyledikleri sözler boş sözler. Halkın kuvvetinin sonsuz olduğuna inanıyoruz'' şeklinde konuştu.
Al-Mussadi, mültecilere yönelik yapılan çalışmalara ilişkin bir soru üzerine, gelecek hafta bir grup âlimin Suriyeli mültecileri yaşadıkları kamplarda ziyaret edip manevi destek vereceğini aktardı.
''Bildirgede, Esad'a, açık şekilde 'çekil' çağrısı yapılmıyor. Diyalog kapıları açık mı?'' şeklinde soruya da Al-Musaddi şu yanıtı verdi:
''Diyalog ortamının oluşması için karşı tarafın iyi niyetini ortaya koyması gerekir. Bizim iyi niyetten anladığımız, sokakta gezen tanklar değil, etrafa rastgele ateş açan güvenlik güçleri değil. Şu an binlerce ölü, yaralı ve haksız yere tutuklu bulunanlar var. Bunlar varken bizim diyalog yapmamızın anlamı yok.''
''YAPILACAK SİYASİ BASKILARIN FAYDALI OLABİLECEĞİ KANAATİNDEYİZ''
Olaylar karşısında Türkiye'nin tutumuyla ilgili bir soru üzerine konferansın basın komitesi sorumlusu Beşir Haddad, Suriye'deki rejimin ülkeyi bir korku cumhuriyetine dönüştürdüğünü savunarak, ülkelerinde istikrar ve güvenlik istediklerini söyledi.
Haddad, şunları kaydetti:
'Yaşananlar karşısında bölgenin de tepkileri olacaktır. Suriye'deki kan dökücü rejime karşı baskının her türlüsünün yapılmasının faydalı olacağına inanıyoruz. Şu anda bu rejim bitme noktasında. Konuyla ilgili Türkiye'nin ve bazı Avrupa ülkelerinin yaptığı açıklamaların gerektiği şekilde olmadığını düşünüyoruz. Ancak, yapılan açıklamaların devamlı ve daha kararlı olması sayesinde, Suriye'deki rejimle ilgili durumun daha da net ortaya çıkarılacağına inanıyoruz. Hiçbir şekilde hürriyetimizin ve vatanımızın birliğini pazarlık konusu etmeyeceğiz. Askeri müdahaleyi hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte, Suriye rejimine yapılabilecek siyasi baskıların faydalı olabileceği kanaatindeyiz.''
Salondakilerin zaman zaman tekbir getirdiği ve ''Halkın isteği, rejimin düşmesi'' şeklinde slogan attığı toplantı ilahi okunması ve dua edilmesinin ardından sona erdi.
Suriye halkına destek için İslam âlimleri konferansı sonuç bildirgesinin tam metni
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adı ile…
Herkesin Rabbi olan Allah’a Hamd olsun elçisi olan Muhammed’e salat ve selam olsun.
Suriye, bugün tarihi bir dönemeç’ten geçiyor, kendisini ve bölgesinin geleceğini belirliyor, bu da Suriye halkının bütün katmanlarının gücü ile istibdat ve karanlık sürecinden kurtulmak için konferans ve komiteleri toplamaya sevk etti.
Bu olaylarla birlikte Suriye alimleri ile İslam Dünyası’ndaki diğer alimler, 12-13 Temmuz 2011 İstanbul’da Suriye halkına destek için İslam alimlerin ilk toplantısın yapıldı ki Allah’ın buyurduğu gibi “Erkek ve kadın müminler birbirlerinin velisidir” bu destek her Müslüman’ın şerii farzı olarak Kabul etmekteler.
Toplananlar, görüşme ve istişarelerden sonra aşağıdaki kararları vermişler:
1- Suriye halkı kendi özgürlüğünü ve onurunu geri alabilmesi ve üzerindeki zulmü kaldırabilmesi için bu barışçıl gösterilere destek
çıkılması yönünde oy birliği ile fetva verilmiştir.
2- Şeriat gereği koruma altına alınan can güvenliği, özel ve kamu mülküne tecavüz etmenin haram olduğunu hatırlatarak Suriye devriminin barışçıl kalmasını yönünde vurgu yapılmıştır.
3- Devrimin milli kimliğini ve paklığını koruması için nedeni ne olursa olsun dış müdahaleyi çağırma kesinlikle ret edilmiştir.
4- Suriye’nin milli ordusu halkın ve vatanın zırhıdır. Bu yüzden ordu’yu misyonunu yerine getirerek rejimin zulmünden halkı korumaya ve
kahraman ayaklanmacıların yanında durmaya çağırıyoruz.
5- Allah-u Teala’nın emir ettiği gibi iyiliği emredin ve kötülüğü engelleyin, peygamberimizin hadislerinde buyurduğu gibi “şehitlerin efendisi Hamza ve zalim bir hükümdarın karşısına durup zulüm yapmasını engellediği için öldürülen kişidir” ve “cihadın en büyüğü zalim bir sultan karşısında adaleti söylemektir” sözlerini taban alarak Suriye’nin özgür âlimlerini irşat ve halkı yönlendirme görevlerini yerine getirmeye çağırıyoruz.
6- Ayrıca Zalim rejimi destekleyen açıklamalarda bulunan âlimlere de Allah-u Teala’nın ayetinde buyurduğu gibi kendi halkını desteklemeye
ve zalimleri desteklemekten imtina etmelerine çağırıyoruz.
7- İslam’ın emir ettiği ve yüzlerce yıl birlikte yaşamış olduğu bütün mezhep, din ve ırkların halklarına saygı gösterilmesini
vurgulamışlardır.
8- Özgürlükçü, çoğulcu siyaset ve seçimle iktidarların el değişmesinin modern Suriye’nin inşası için istisnasız halkın bütün katmanlarının genel isteğidir.
9- Âlimler, Suriye güçlerinin yaptığı, halkı aşağılayıcı politikasını, kan dökücü faaliyetleri ve devam eden haksız tutuklamalar ile işkenceler kınamakta, en hızlı sürede haksız yerde hapishanelerde bulunanların çıkartılması ve şehirlerde ve köylerde bulunan askeri kuvvetlerin çekilmesini talep etmektedir.
10- Alimler, İran rejimi ve Hizbullah’ın duruşu kınamakta ve biran önce onlarında Suriye halkının yanına geçmelerini talep etmektedir.
11- Katılımcılar Filistin’in özgürlük mücadelesini desteklemekte ve işgal edilmiş Golan tepelerinin biran evvel kurtulması için çalışmaya davet etmektedir.
12- Âlimler halkın haklı taleplerini gerçekleşene kadar desteklemesini vurgular.
13- Âlimler, Arap birliği ve İslam konferansı örgütü sessizliklerini son verip Suriye halkının haklı taleplerine ve devrimlere bir an evvel
desteklerini açıklamalarını ve Suriye rejimi kınamalarını talep etmektedir.
14- Konferans’ta Suriye halkının desteklenmesi için üç komisyon kuruldu: Şerii Komisyon, Acil yardım ve basın enformasyon komisyonları.
15- Son olarak bu halkın içerisinde bulunduğu bu krizden çıkması için ve şehitlere rahmet, yaralılara acil şifa Allah’tan dilemektedir.
AA
www.timeturk.com - 13 Temmuz 2011 Çarşamba - 16:45
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder